ÇAĞMAN

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Koral Çağman, tüm işçi ve emekçilerin, dünyada birliğin, dayanışmanın, mücadelenin ve alın terinin bir sembolü olarak kutlanan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutladı.

Çağman, 1 Mayıs günü açık olacak olan iş yerlerinin, çalışanlarına ek mesailerini ödemekle yükümlü olacağını ve yükümlülüğünü yerine getirmeyen işletmelere yasal işlem başlatılacağını açıkladı.

“İŞÇİ SINIFI, ÖRGÜTLÜ VE KARARLI BÜYÜK BİR MÜCADELE ÖRNEĞİ İLE TARİHE GEÇTİ”

Çağman 1 Mayıs nedeniyle yayımladığı mesajda, 1 Mayıs 1886’da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde işçilerin günde 12 saat, haftada 6 gün olan çalışma takvimine karşı, günlük 8 saatlik çalışma talebiyle iş bıraktığını belirterek, “İşçi sınıfı, örgütlü ve kararlı büyük bir mücadele örneği ile tarihe geçmiştir” dedi.

1889’da Paris Kongresi ile kurulan II. Enternasyonal’in, 1890 yılından başlamak üzere 1 Mayıs’ı işçi sınıfının uluslararası birlik ve dayanışma günü ilan ettiğine dikkat çeken Çağman, 1 Mayıs’ın, işçi ve emekçiler tarafından dünya çapında kutlanan, birlik, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele gününün önemli bir sembolü olduğunu vurguladı.

Çağman, “Daha güçlü ve başarılı bir toplum hedefiyle mevcut çalışma düzenini, daha huzurlu ve daha sağlıklı bir düzeye çıkarmak, bunu yaparken de çalışanlarla ve onların örgütleriyle iş birliği içerisinde davranmak temel amacımızdır” dedi.

Bakan Çağman, her çalışanın insan onuruna yakışır bir ücrete, sosyal güvenliğe ve çalışma koşullarına sahip olmasının bakanlık olarak en büyük arzuları olduğunu kaydetti.

“1 MAYIS’TA AÇIK OLACAK OLAN İŞ YERLERİ ÇALIŞANLARINA EK MESAİLERİNİ ÖDEMEKLE YÜKÜMLÜDÜR”

1 Mayıs’ın dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi ülkede de resmi tatil ilan edildiğine işaret eden Çağman, 1 Mayıs günü açık olacak olan iş yerlerinin, çalışanlarına ek mesailerini ödemekle yükümlü olacağını ve yükümlülüğünü yerine getirmeyen işletmelere yasal işlem başlatılacağını açıkladı.

Bakan Çağman “Tüm İşçi ve emekçi kardeşlerimizin, dünyada birliğin, dayanışmanın, mücadelenin ve alın terinin bir sembolü olarak kutlanan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü en kalbi duygularla kutluyorum” dedi.

ÇAVUŞOĞLU

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Nazım Çavuşoğlu, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla mesaj yayımladı.

Çavuşoğlu, yayımladığı mesajda, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nün emeğe verilen değerin bir ifadesi olduğunu, emekçilerin özverili çalışmalarının, ülkenin içinden geçmekte olduğu sıkıntılı dönemde üretimin devamı açısından büyük önem taşıdığını belirtti.

Üreticilerin her bir alın terinin çok değerli olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, “Bu değerli emek için elimizden gelen tüm desteği vermek adına gecemizi gündüzümüze katarak var gücümüzle çalışıyoruz” dedi.

Çavuşoğlu, tüm çabalarının, emekçilerin üretimden kopmamaları yönünde olduğunu kaydederek, mesajına şöyle devam etti:

“Bizler, üretici ve üretim dostu kimliğimizle her zaman emekçilerimizin yanındayız. Üreticilerimizle beraber, diyalog içinde üretimi daha sürdürülebilir kılmak için tüm gayreti gösteriyoruz ve göstermeye devam edeceğiz.

Bu duygu ve düşüncelerle, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü kutlar, tüm üreticilerimizi sevgi ve saygıyla selamlarım.”

CTP

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), “1 Mayıs Barış ve Sosyal Adalet İçin Umut Mücadelede” yürüyüşüne katılacağını açıklayarak, “Dayanışma içinde ve omuz omuza yürümeye devam edeceğiz” dedi.

CTP’den yapılan yazılı açıklamada, 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı’nın, bu yıl tüm dünyada etkisini gösteren Covid-19 salgını ile birlikte küresel ölçekte yaşanan ekonomik sıkıntılar ve neo-liberal politikaların gölgesinde kutlanacağı kaydedildi.

Açıklamada, “Cumhuriyetçi Türk Partisi, çalışma yaşamında ILO sözleşmelerinin tam ve eksiksiz uygulanabilmesi, özel ve kamuda sendikal örgütlenmenin sağlanmasının teşvik edilmesi, çalışanlar arasında sosyoekonomik hak ve özgürlük eşitsizliğinin giderilmesi için çalışmaya ve bugüne kadar elde edilmiş hak ve özgürlüklere yapılacak, her türlü müdahaleye karşı durmaya, yılmadan devam edecektir” denildi.

Bölgede ve ülkede, barış yerine savaşı, çözüm yerine çözümsüzlüğü, adalet yerine adaletsizliği, birbirinin haklarına saygı göstererek, bir arada yaşama yerine birbirine üstünlük sağlamayı isteyenlerin hâkimiyet kurma çabalarının arttığı savunulan açıklamada, bu dönemde, dayanışma içinde olmaya ve 1 Mayıs’ta omuz omuza yürümeye her zamankinden daha çok ihtiyaç olduğu ifade edildi.

Açıklamada, “Emeğin değerini bulması, güçlünün güçsüzü ezmemesi, insanın insanca, hakça bir düzen sürmesi için bizler de ‘1 Mayıs Barış ve Sosyal Adalet İçin Umut Mücadelede’ yürüyüşünde yerimizi alacağız. Yaşasın 1 Mayıs!” ifadeleri kullanıldı.

KTÖS

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası Kıbrıs’ta iki toplumun birbirini anlaması, acılarını paylaşması, karşılıklı sosyal, kültürel ve ekonomik ilişkiler kurmasının barış ve çözüm yolunda en önemli kazanımlar olduğunu bildirdi.

KTÖS Eğitim Sekreteri Burak Maviş tarafından yayınlanan 1 Mayıs mesajında, yeniden birleşmeye inanan sendika, sivil toplum örgütü, siyasi parti ve barış gönüllülerinin birlikte örmüş olduğu güven ve dostluk ilişkisinin birlikte yaşamın temellerini attığı ifade edildi.

Kapıların açılmasıyla birlikte öğretmenlerden öğrencilere, sanatçılardan esnafa kadar toplumun birçok kesiminin ortak projelerle birbirini tanıma fırsatı bulduğunu kaydeden Maviş, AB vatandaşlık değerlerinin Kıbrıslı Türkler için hayalden öte bir gerçek olduğunu, eğitim için gençlere birçok fırsatlar doğduğunu belirtti. 

Maviş, sınır kapılarının açılmasıyla birlikte açık temel tüketim ve mal hizmetlerinde sermaye kesiminin aç gözlülük yapamadığını, fiyatlarda bir denge oluştuğunu. Larnaka ve Baf Havaalanı’nın Kıbrıslı Türkler için Ercan Havaalanı ise Kıbrıslı Rumlar için seyahat özgürlüğü sağladığını savundu.

“Tüm bu kazanımlar bir günde sağlanmadı. Barışa inananların ortak mücadelesi ile toplumun tüm kesimleri yaratılan fırsatlardan eşit derecede faydalandı.” diyen Maviş, “Tüm bu gerçekler göz önüne alındığında iki toplumun birlikte hareket etmesinin ne kadar önemli olduğu bir kez daha gün ışığına çıkmıştır. Daha iyi bir geleceğe, daha iyi bir yaşama bölünerek değil, birleşerek ulaşabiliriz” ifadesini kullandı.

“1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nün, birleşik federal Kıbrıs için seslerini tekrar yükseltecekleri bir miladın başlangıcı olacağını” belirten Maviş, “Barışa olan inancımızla, adanın her iki yanındaki şovenistlerle barış ve çözüm yolunda mücadeleye devam edeceğimizi belirtir, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde tüm barış gönüllülerini mücadeleyi yükseltmeye çağırırız.” dedi. 

HÜR İŞ

Hür-İş Başkanı Ahmet Serdaroğlu, 1 Mayıs’ın sadece çalışan, üreten emekçilerin değil, iş arayan, zor durumda olan emekçilerin de bayramı olduğunu  vurgulayarak, “Bizim mücadelemiz onların da mücadelesidir. Kutlu olsun” dedi.

Serdaroğlu, 1 Mayıs İşçi Bayramı nedeniyle yayımladığı mesajda, 1 Mayıs’ı kutlarken çalışma hayatında hükümetin iş yasasında işçinin haklarını geri götürmek için ortaya koyduğu çabaları da üzülerek gördüklerine işaret ederek, çalışanın toplu sözleşme hakkını elinden almak isteyen, modern kölelik sistemi getirmek isteyen bu anlayışı asla kabul etmeyeceklerini söyledi.

“Dün olduğu gibi bugün de emek sömürüsüne karşı atılan her adımın karşısında olacağız. Bu mücadeleden bir adım bile geri adım atmadık, atmayacağız” diyen Serdaroğlu, kamu özel ayrımı gözetmeksiniz işçinin, alın terinin hakkı için sonuna kadar mücadele etmeye hazır olduklarını vurguladı.

Serdaroğlu mesajında şu ifadelere yer verdi: 

“Bizim derdimiz emeği sömürmek isteyenlerledir. Alın terinin hakkını vermeyenlerledir.

En önemli ilkemiz tüm siyasi partilere eşit mesafede, işçiyi birbirinden ayırmadan, bir bütün halinden tutmaktır.

Çünkü ancak “bir” olursak, “ben” demez “biz” dersek var olabiliriz. “Biz” olursak emeğin, alın terinin önüne konan tüm engelleri aşabiliriz. Bugüne kadar bu onurlu mücadeleyi verdik. Bundan sonra da vermekten çekinmeyiz.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde emeğin, alın terinin hakkını savunurken, bunu başarabilmenin tek yolunun bayrağımıza, devletimize, ülkemize sahip çıkmak olduğunun da bilincindeyiz.

Bayrağımızın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti üzerinde sonsuza dek dalgalanması için işçi sınıfının daha da güçlü olması gerektiğini biliyoruz.

Bu gayeyi güçlü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yaratmak için sadece çocuklarımıza değil, bu ülke ve bayrak için kanın akıtmış şehitlerimize de görev biliyoruz.

1 Mayıs İşçi Bayramı, başta üyelerimiz ve ülkemizdeki tüm çalışanlar olmak üzere Türkiye’deki emekçi kardeşlerimiz ve tüm dünya emekçileri için kutlu olsun.

Yaşasın işçilerin onurlu mücadelesi…”

KSP

Kıbrıs Sosyalist Partisi (KSP), “Kıbrıslı komünistlerin” mevcut dünya düzeninin, emperyalist kapitalist düzenin sürdürülebilir olmaktan çıktığını bugün bir kez daha ilan ettiğini kaydetti.

KSP tarafından yayınlanan 1 Mayıs mesajında, dünya halklarının uluslararası barışa her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğu belirtilerek, dünyanın her tarafında emperyalist haksız savaşlarla sermayedarların servetlerine servet katarken, yoksul halklar, emekçilerin mağdur olduğu, göçmen olduğu ve katliamlara uğradığına işaret edildi.

Mesajda, “Barış için mücadele, emperyalist güçlerden iyi niyet ve anlayış isteyerek kazanılamaz. Emperyalizmin kendisi savaşların kaynağıdır. Barış için mücadele, emperyalizme karşı örgütlü halk hareketleri ile mümkündür” denildi.

Emperyalist kapitalist sistemin dünya nüfusunun büyük çoğunluğunu açlık sınırının altında yaşattığı kaydedilen mesajda, kitlelerin açlıktan ve susuzluktan öldüğü ve bunun kabul edilemeyeceği ifade edildi.

Mesajda, “Yeryüzünden yoksulluğu kaldırmak sermaye sahiplerinden yardım dilenmekle mümkün değildir. Yoksulluğu yeryüzünden kaldıracak olan da uluslararası isçi sınıfının örgütlü anti-emperyalist mücadelesidir.” denildi.

KSP mesajında ayrıca şunlar ileri sürüldü:

“Ülkemiz her yanından emperyalist canavarların boyundurukları altındadır. Bu küçük ada üzerinde üç ayrı devlet ve basta emperyalist Britanya ve Türkiye olmak üzere birçok emperyalist gücün orduları vardır. Kıbrıs Türk toplumu asimilasyon batağında hızla ilerlerken, Rum toplumu da benzer tehlikelerle karşı karşıyadır.”

Mesaja şöyle devam edildi:

Her 1 Mayıs’ta olduğu gibi bugün de emekçilerin dünya çapındaki birliğinin yanında ülkemizde de tüm emekçilerin birliğinin anti emperyalist mücadelemiz acısından önemine bir kez daha vurgu yaparken, bu mücadelenin sadece 1 Mayıslarla sınırlı kalamayacağını, emperyalist kapitalizm yenilene kadar mücadelenin her düzeyde örülerek ve kitleselleştirilerek sürdürülmesi gerektiğini bir kez daha dikkatinize getirmek istiyoruz. Bir mayıs isçi ve emekçilerin bayramı kutlu olsun.

Yaşasın emekçilerin uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs… Emperyalist vahşet düzenini mutlaka yıkacağız. Kahrolsun Emperyalizm! İşçi sınıfı ve insanlık er geç kazanacaktır!”

BIÇAKLI

Kıbrıs Türk İşçi Sendikaları Federasyonu (TÜRK-SEN) Başkanı Arslan Bıçaklı, ülkede, ekonomik, sosyal ve siyasal yapının her geçen gün daha kötüye gittiğini savunarak, bu yıl da 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı buruk kutladıklarını belirtti.

Bıçaklı 1 Mayıs nedeniyle yayımladığı mesajda, Amerika’nın Şikago kentinde 1 Mayıs 1886 yılında çalışanların 8-8-8 için yaptıkları grev ve eylemlerin dünyadaki çalışma hayatında bir dönüm noktası olduğuna dikkat çekerek, bu dönemde onlarca işçinin hayatını kaybettiğini ve birçok sendikacının tutuklanıp, 5 tanesinin idam edildiğini belirtti.

Çalışanların ilk kez kendi uluslarında bir başarıya imza atarak, grev hakkının tanınmasını ve günlük çalışma saatinin 8 saate düşürülmesi için verilen mücadelede hür ve serbest sendikalaşmayı kazandırdığını ifade eden Bıçaklı, bu mücadelenin, diğer dünya halklarına da çağdaşlığın ve örgütlü demokrasinin gelmesini sağladığını kaydetti.

“Bugün demokratik ülkelerdeki çalışanlar ve ülkemizdeki sendikalar olarak örgütlenme hakkımız varsa ve haklarımızı talep edebiliyorsak, hiç şüphesiz 1886 yılında çalışanların Şikago’da vermiş oldukları onurlu mücadelenin bir sonucudur” diyen Bıçaklı, bu mücadeleyi veren emekçileri saygıyla andı.

Ülkede hükümetlerin yanlış kararlar aldığını savunan Arslan Bıçaklı, bunun neticesinde ekonomik, sosyal ve siyasal yapının her geçen gün daha kötüye gittiğini ileri sürdü. Bıçaklı, bunun, çalışanların ve tüm halkın üzerinde yarattığı olumsuz etkilerden dolayı bu yıl da 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı buruk kutladıklarını belirtti.

Bıçaklı ayrıca, Kıbrıs konusundaki görüşmelerin gündemde olduğu bu günlerde yapılan görüşmelerin olumlu bir sonuca ulaşmasını beklediklerini ifade ederek, “Adamızda bundan sonra bütün insanların barış içinde yaşamasını dileriz” dedi.

TÜRK-SEN Başkanı Bıçaklı, 1 Mayıs mücadelesinde hayatını kaybeden emekçileri saygıyla anarak, tüm çalışanların 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı kutladı.

KTÖS

Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) ilk kez 1856 yılında 8 saatlik çalışma talebiyle başlayan ve sonrasında dünyanın neresinde olursa olsun “Her Şeye Rağmen İnatla, Mücadele Edeceğiz, Yaşayacağız, Yaşatacağız, Yarınlar Bizimdir” diyerek yola çıkan ve bu uğurda kavga verenleri selamladığını bildirdi.

Sendika Başkanı Ozan Elmalı KTOEÖS Yönetim Kurulu adına yayımladığı 1 Mayıs mesajında, 1 Mayıs’ın birlik, beraberlik, insana yakışır çalışma ve yaşam koşulları talebiyle sokaklara çıkan, direnen, başkaldıran emekçinin günü olduğunu kaydetti.

Elmalı mesajında şunlara yer verdi:

“Ülkemizde, 13 Ocak 1948’de Lefke’de başlayan ve 124 gün süren mücadele sonunda emeği sömürenlere karşı Kıbrıs’ın emekçileri zafer kazanmıştır. 2000 Kıbrıslının 124 gün boyunca inatla, kararlılıkla, yılmadan daha iyi yaşam ve çalışma koşulları talebiyle sürdürdükleri isyanı, mücadeleyi saygı ile selamlarız. Unutulmamalıdır ki; ‘O madencilerin yüzleri yine kapkaradır, ama gözlerindeki parıltıda ve tebessümlerinde mücadeleleri ve dimdik duruşları hala görünmektedir.

Gün, kapitalizmin yarattığı yıkım ve tahribata karşı, modern köleliğe karşı, her türlü sömürüye karşı birlik, mücadele ve dayanışma günüdür. Omuz omuza mücadele edeceğimiz nice 1 Mayıslara! Yaşasın 1 Mayıs Dünya İşçi ve Emekçi Mücadele Günü”

MEMUR SEN

Kıbrıs Türk Memur Sendikası (MEMUR-SEN), 1 Mayıs tarihinin önemine vurgu yaparak, tüm emekçilerin 1 Mayıs Bayramı’nı kutladı.

Sendika Başkanı Akın Manga tarafından yayımlanan mesajda, 1 Mayıs tarihinin, 1884 yılında Chicago şehrinde toplanan “Trade Unions Kongresi”nde 1 Mayıs 1886’dan başlanarak normal iş gününün 8 saat olarak saptanması kararıyla geliştiğini kaydetti.

Kararın ardından, “günde 8 saat çalışma hakkı” elde etmek isteyen işçiler tarafından kanlı grevler gerçekleştirildiği, 1886 yılının 1 Mayıs’ında yapılan grev esnasında ateş açılması sonucu 10 kişinin hayatını kaybettiği ve sorumlu tutulan 8 işçi liderinin tutuklandığı ve 4’ünün ise idam edildiğini hatırlatan Manga, bu hakkın kazanılmasının kolay olmadığını vurguladı.

ALEVİ KÜLTÜR MERKEZİ

KKTC Alevi Kültür Merkezi, 1 Mayıs İşçi Bayramı dolayısıyla mesaj yayımladı.

Mesajda, “sömürüsüz bir dünya , insanca bir yaşam umuduyla tüm emekçi canlarımızın 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramını kutluyoruz” denildi.

Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşulların her geçen gün daha da zorlaşmasının, emeğin ve üretimin gerçek karşılığını bulamamasının umut ve mücadeleye gölge düşürdüğü kaydedilen KKTC Alevi Kültür Merkezi mesajında, şunlar dile getirildi:

“İşsizlik ve yoksulluğun hızla tırmanışa geçmesi, eğtimden sağlığa, barınmadan sosyal yaşama kadar birçok temel hakların zorlaştığı yaşam şartlarında birlik ve dayanışma ruhunu daha da güçlendirmeliyiz.

Umudumuzu ve mücadelemizi yitirmeden kendimize belirlememiz gereken hedef birlik, mücadele ve dayanışma olmalıdır. Her Can insanca bir yaşam ve bunu yaşayacağı bir düzene sahip olmalıdır. Sömürüsüz ve ayrımcılığın yaşanmadığı  bir dünya için, eşitlik ve özgürlük için, çocuklarımız ve gençlerimiz için tek hedefimiz birlik, mücadele ve dayanışma olmalıdır. 

Yaşadığımız coğrafyada ve tüm dünyada eşitsizliğe, adaletsizliğe, sömürüye, yoksullaştırlmaya, ötekileştirilmeye, cinsiyet ayrımına, savaşlara karşı çıkarak, barış ve kardeşlik içinde bir gelecek kurmak için mücadele etmeliyiz.”

DAÜ SEN

DAÜ Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN) tüm dünyada milyonlarca ölüme ve ekonomik yıkıntıya yol açan pandeminin, dünyaya “emekçiler olmazsa dünya dönmezi” öğrettiğini belirtti.

DAÜ-SEN’den yayınlanan 1 Mayıs mesajında, tüm ihtiyaçların emekçilerce karşılandığına dikkat çekilerek, pandeminin ilk kurbanlarının da yine emekçiler olduğu, sarmayenin Covid-19 kadar acımasız olduğu kaydedildi.

Ülkedeki adaletsizliklere dikkat çekilen mesajda, DAÜ’den devlet kurumlarına kadar eşit işe eşit ücret ilkesinin halen uygulanmadığı, tek güvence konumunda bulunan Sosyal Sigorta Sisteminin battığı, hizmetleri ve imkânları zaten kısıtlı Sosyal Sigortalar’ın sağladığı emeklilik hakkının tehlike olduğu, devlet çalışanlarının emeklilik sandığının boş olduğu, DAÜ’den devlete ve belediyelere kadar her yerde binlerce çalışanın yarı zamanlı, geçici veya taşeron adı altında çalıştırılarak emeklerinin sömürüldüğü, özel sektör çalışanlarının devlet, sendikalar ve siyasi partiler tarafından tamamen unutulduğu, devlet ve özel sektör çalışanlarının pek çok yerde iş güvenliği ve sağlıklı çalışma ortamından uzak bir şekilde çalıştırıldığı savunuldu.

Mesajda ayrıca, ilk ve orta eğitimin özele kaydığı, çalışanların hem devlete eğitim için vergi verdiği, hem de çocuklarını özel okullara gönderdikleri, devletin özellikle özel sektörde çalışanları düşünerek ücretsiz yuva veya kreş sağlama kaygısında olmadığı kaydedildi.

DAÜ-SEN mesajında ayrıca şunlara değinildi:

“Özellikle bekar anneler ve genelde bekar ebeveynler devletten hiçbir özel yaklaşım veya koruma görmemektedirler. Savunmasız kadın bekar anne konumunda tamamen köle haline gelmektedir. Gençler arasında gizli ve açık işsizlik çok yüksek boyutlardadır. Diğer yandan devlette ve özel sektörde düşük maaşlarla çalıştırılan genç emekçilerin ev satın alabilmeleri imkânsız, ev kiralayabilmeleri ise çok zor hale gelmiştir. Devlet ise vatandaşına konut sağlama görevinden tamamen istifa etmiştir.

Zengin zenginleşmekte, orta gelirli fakirleşmekte, düşük gelirli ise köle statüsüne geçmektedir. Pandemi bize devletin hiçbir mali rezervinin olmadığını göstermiştir. Bu nedenle tüm kamu maliyesi bir yılda batmıştır. Özel sektör çalışanları perişan, gelecek belirsizdir. Siyasi partiler, sendikalar, özel sektör ve tüm paydaşlar kamu maliyesini yeniden kurgulamak zorundadır. Güçlü kamu maliyesi, siyasi irade demektir.

Mücadele söylemden eyleme, hayata dokunacak hale dönüşmelidir. 1 Mayıs etkinliklerinde dile getirilenler 2 Mayıs’ta unutulmamalıdır. Kamusal kaynakların daha adil paylaşıldığı, daha refah ve adil bir ülke ve dünya için mücadelemiz sürecektir. 

Sendikamız pandeminin ve sömürü düzeninin ilk hedef aldığı kadınlar, işçiler ve öğrencilerin yanında oldu. Binlerce insanın yanında olduk. Grevdeki emekçiyi, bekar anneyi, evsiz hayvanları, öğrencileri, yabancı işçileri yalnız bırakmadık ve bırakmayacağız. Dayanışma ve yoldaşlığı meydanlardaki sloganlardan hayata geçirmeye devam edeceğiz. Yaşasın alın teriyle geçinenler! Yaşasın emek mücadelemiz! Yaşasın emekçilerin birliği ve dayanışması! Kahrolsun emperyalizm!”

TKP YENİ GÜÇELR

TKP- Yeni Güçler  Genel Başkanı Mehmet Çakıcı, Cenevre’de KKTC’nin geleceğinin belirlenmesi için kurulan müzakere masasının bilinçli olarak devrildiğini savundu; siyasi belirsizlik sıkıntısının  yerini ilhak ve toplumsal yok oluş endişesine bırakmış durumda olduğu görüşünü ifade etti.

Çakıcı 1 Mayıs İşçi Bayramı nedeniyle yayımladığı mesajda, “ Dünya işçi sınıfının birlik, mücadele, dayanışma günü olan 1 Mayıs İşçi Bayramı'nı Kıbrıslı işçi sınıfı olarak kalıcı bölünme koşullarının dayatıldığı bir ortamda karşılıyoruz” dedi.

“BU YIL ALANDA KUTLAYACAĞIZ, 11.00’DE KUĞULU PARK’TA…”

İşçi emekçi kesimlerin geçen yıla oranla çok ciddi oranda fakirleşmiş halde olduğunu kaydeden Çakıcı, “Önemli bir işçi kitlesi de işini kaybetmiş evine ekmek götüremez durumda. Geçen yıl açlık seviyesinde seyreden asgari ücret bu yıl açlık seviyesinin altına çekildi” dedi ve bu nedenlerle 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı salgın tehdidine rağmen bu yıl alanda kutlayacaklarını kaydetti.

Partililerini ve sempatizanlarını  yarın saat 11.00’de Kuğulu Park’ta toplanıp Sarayönü Meydanı’na yürümeye çağıran Çakıcı, tüm emekçilerinin 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı kutladı.

ÖZÇINAR

Kıbrıs Türk Belediyeler Birliği (KTBB) ve Güzelyurt Belediyesi Başkanı Mahmut Özçınar, 1 Mayıs İşçi Bayramı’nın, birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak tüm dünyada işçilerin hak arayışlarının simgesi ve emeğin bayramı olduğunu belirtti.

Özçınar, yayınladığı 1 Mayıs mesajında, işçi ve emekçilerin dayanışma günü olan bu özel günde haksızlık, eşitsizlik, adaletsizliklerin olmadığı, emeğin sömürülmediği, aydınlık yarınlar için mücadele verildiğini hatırlattı.

1 Mayıs İşçi Bayramı’nın, geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgının gölgesinde kutlandığına dikkat çeken Özçınar, belediye emekçilerine, bu zorlu süreçte de görevlerini en ön saflarda ve en iyi şekilde yürüttüklerinden dolayı teşekkür etti.

Özçınar, mesajında, “Yaşanan bu zorlu süreç bir kez daha, emeğin en yüce değer olduğunu göstermektedir. Çalışan haklarının korunması motivasyon ve dolayısıyla verimliliği de artırmakta büyük önem arz etmektedir. Bu vesileyle başta halkımıza en iyi hizmet için emek veren belediye çalışanları olmak üzere, ülkemizdeki ve tüm dünyadaki işçi ve emekçilerin 1 Mayıs İşçi Bayramını kutlarım.” ifadelerine de yer verdi.

YKP

Yeni Kıbrıs Partisi (YKP) Sekretaryası yayınladığı 1 Mayıs mesajında, neo-liberal dayatmaya karşı, emeğin haklarını savunmak için herkesi ortak 1 Mayıs eylemine katılmaya çağırdı.

YKP’den yayımlanan mesajda, YKP’nin yarın saat 11.00’de gerekli pandemi önlemlerini alarak Kuğulu Park’tan başlayacak yürüyüşe katılacağı da belirtildi.

Mesajda, “Bundan 73 yıl önce, 1948’de CMC madenlerinde Kıbrıslı emekçiler birlikte direnmişler, 1 Mayıs’ı birlikte kutlamışlardı…Bundan 63 yıl önce, 1958’de Kıbrıslılar yığınsal olarak son kez 1 Mayıs’a birlikte çıkmışlar, sonrasında faili meçhul saldırılar, cinayetler ve zorbalıklarla emekçiler uzun yıllar 1 Mayıs’ı bir arada kutlayamamışlardı. Egemenlerin tüm dayatmalarına ve bölücü, şoven, milliyetçi politikalarına karşı, 1 Mayıs için bu yıl da yine sokakta olacağız…” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Kıbrıs’ın her iki yanında da neo-liberal saldırganlık ve dayatmaların farklı kurumların aracılığı ile tüm hızı ile sürdüğü kaydedildi.

“MÜCADELEYİ YÜKSELTME ZAMANI”

1 Mayıs’ın ortaya çıkışının çalışma saatlerinin düzenlenmesine yönelik ortaya konan direnişle olduğu hatırlatılan mesajda, Kuzey Kıbrıs’ta 40 saatlik haftalık çalışma süresine uyan hiçbir özel sektör kalmadığı, günde 8 saat çalışma, 8 saat dinlenme, 8 uykunun sembolleştiği 8-8-8 hakkını almak için hemen şimdi mücadeleyi yükseltme zamanı olduğu ifade edildi.

Mesajda şunlara da değinildi:

“İş cinayetleri o hızla devam etmektedir. Böylesi koşullarda herkese haftalık 40 saat, güvenceli, sendikalı iş diyoruzBu talep için de mücadeleyi yükseltmeye kararlıyız…

Neo-liberalizmin saldırganlığı sürüyor ama direniş geleneği de sürmeli, sokak kazanmalı!

Dünden bugüne bizlere miras kalan ‘Kızıl 1 Mayıs yaşıyor, yaşatacağız!’ sloganına sahip çıkıyoruz;

YKP, neo-liberal dayatmaya karşı, emeğin haklarını savunmak için herkesi 1 Mayıs eylemine katılmaya çağırır.”

HAK SEN

Eşit Hak ve Adalet Sendikası (HAKSEN), 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla mesaj yayımladı.

HAKSEN Başkanı Eren Büyükoğlu, mesajında, ülkede ve dünyada işçi ve emekçinin durumu göz önünde bulundurulduğunda, 1 Mayıs’ın İşçi “Bayramı” olarak kutlanamayacağını ifade ederek, “Tüm mücadelemiz emeğin ve emekçinin hak ettiği değeri görebilmesi ve 1 Mayıs’ın bir gün gerçekten ‘Bayram’ olabilmesi içindir” dedi.

Büyükoğlu, “krizin getirdiği sıkıntıların faturasının hep emekçiye ödetildiğini, yetmezmiş gibi çalışanların mevcut hakları da her fırsatta budanarak ortadan kaldırılmak istendiğini” savundu ve 1 Mayıs’ın mücadele ve dayanışma günü olduğuna işaret etti.

Mücadele anlamında olumlu gelişmeler de yaşandığını, HAKSEN’İN geçen 1 Mayıs mesajında verdiği sözü tutarak, mücadelesini tüm hızıyla sürdürdüğünü söyleyen Büyükoğlu, “Öyle ki geride bıraktığımız bir yıl içinde sendikamızın örgütlülüğü iki katına çıkmış bulunmaktadır. Yine sendikamızın da bileşeni olduğu Emek Platformu bu yıl harekete geçmiş, platformun ilk eyleminde Özel Sektörde Sendikalaşma için kamu çalışanları greve giderek çalışanların birliği adına önemli bir ilki gerçekleştirmiştir. HAKSEN olarak hayat pahalılığı ödeneklerinin dondurulmasına karşı açtığımız dava da hukukçularımız tarafından mahkemede başarıyla sürdürülmektedir” dedi.

Editör: TE Bilisim