Meclis Genel Kurulu'nun denetim işlevli bugünkü toplantısında milletvekilleri güncel konuşmalar yapıyor.

İlk güncel konuşmayı Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Salahi Şahiner, “Enerji maliyetlerinin düşürülmesi için yapılması gerekenler” konusundayaptı.

Dünya devletlerinin elektrik maliyetlerini aşağı çekmek için yaptığı yatırımlardan bahseden Şahiner, ülkede ise hükümetin ısrarlı şekilde attığı bazı adımlar nedeniyle Kıbrıs Türk halkının elektrik faturalarının Meclis kürsüsünde daha çok konuşulmasına neden olacağını kaydetti.

KKTC Meclisi’nde Paris Anlaşması ve iklim krizi ile mücadele etmek için ve belli başlı bazı uluslararası anlaşmaların geçirildiğini anımsatan Şahiner, “Sürdürülebilir enerji üretimi konularında dünyaya taahhüt verdik” dedi.

Ülkede 450 megawatt kurulu güç olduğunu ancak yetkililerin ihmali yüzünden makinelere gerekli bakımların yapılmadığını söyleyen Şahiner, Teknecik’teki 310 megawatt kurulu güçten en fazla 220 megawatt elde edilebilirken, AKSA’daki 140 megawatt kurulu güçten 130 megawatt elde edilebildiğini anlattı ve bunu AKSA’nın makinelerinin bakımını yapmasına bağladı.

Kamu İhale Yasası’nda yapılmak istenen değişikliği “peşkeş” olarak niteleyen Şahiner, bununla Kıbrıs Türk halkının sofrasından alıp ilgili şirketin kasasına konulmak istendiğini ifade etti.

Şahiner, “Neredeyse AKSA’ya ödeyeceğimiz 2 yıllık kira bedeli ile biz AKSA'nın bu ülkede kurduğu kurulu gücün yenisini Kıb-Tek’in bünyesine katabiliriz” dedi.

-Arıklı

Yanıt vermek üzere kürsüye çıkan Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, Şahiner’in konuşmasını “aşure”ye ve “bitmeyen bir senfoni”ye benzetti.

Kıb-Tek’in aslında özelleşmiş halde olduğunu, 4-5 şirket tarafından yıllardır özelleştirildiğini söyleyen Arıklı bu şirketlerin açılacak ihale şartnamelerinin kendi isteklerine göre hazırlanmasını sağladığını kaydetti.

Kıb-Tek’in şu anda 17 cente AKSA’dan elektrik alıp vatandaşa 4 TL’ye satış yaptığını ve ayda 10 milyon Dolar zarar ettiğini söyleyen Arıklı, bunun hesabının sorulmasını istedi.

2022 yılında devletin 1 milyar 691 milyon lira Kıb-Tek’i sübvanseye ettiğini ifade eden Arıklı, “Şu anda deprem için oluşturulan fona 1 milyar TL bulmak için akla karayı seçiyoruz” ifadelerini kullandı.

Arıklı, yaz aylarının pik değerinin takriben 400 megavat olacağını ve üretim eksiği yaşanacağını anlattı.

Dünyada devletlerin artık Kıb-Tek gibi kurumlara yatırım yapmak yerine özel şirketlerden alım yaptığını söyleyen Arıklı, AB’nin üretimin özelleşmesini şart koştuğunu ifade etti.

1 milyar 691 milyon Kıb-Tek subvansiyesinin 1,1 milyar TL’sini Türkiye’nin ödediğini buna rağmen "Türkiye Kıb-Tek’i batırmak istiyor" dendiğini söyleyen Arıklı, "Türkiye Cumhuriyeti Kıb-Tek’in batmasını istiyorsa bu kadar parayı neden yatırsın?" diye sordu.

Politikalarının enerjide arz güvenliğini sağlamak olduğunu ifade eden Arıklı, kablo ile elektrikte amacın daha ucuz elektrik almak değil arz güvenliğini sağlamak olduğunu anlattı.

Güneş varken hâlâ akaryakıtla enerji üretmenin de anlamı olmadığını söyleyen Bakan Arıklı, amaçlarının güneş enerjisi tarlaları kurarak Türkiye’ye elektrik satmak olduğunu belirtti.

Arıklı, “2030’da AB’nin yasaklayacağı jeneratörlere yatırım yapın diyerek bu ülkenin önünü açamazsınız, herkes işine baksın” dedi.

-Şahiner

Yeniden söz alan CTP milletvekili Salahi Şahiner sözlerine “gerçek aşureyi gördük” diyerek başladı. Şahiner, kablo ile elektriğe CTP’nin şerhlerinin Meclis kürsüsünden daha önce defalarca ifade edildiğini söyledi.

"Kablo ile elektrik şartı konması bir şirketin bir kablo çekmesi ve buraya elektrik satması mı?" diye soran Şahiner’e yerinden yanıt veren Bakan Arıklı, henüz müzakere sürecinde olunduğunu kaydetti.

Mevcut anlaşmanın da müzakerelere oturulmasını içerdiğini söyleyen Arıklı, elde gerekli unsurlar olmadan müzakerelere oturulamayacağını belirtti.

Şahiner, en temiz ve en şeffaf yolun her zaman ihale ile hareket etmek olduğunu dile getirdi, “İlk imzalayacağınız anlaşma tam anlamıyla bir vurgun olacaktır” dedi.

-Barçın

Daha sonra CTP Milletvekili Devrim Barçın “Kamu yönetiminde keyfi uygulamalar” başlıklı konuşma yaptı.

Yaşanan “jet krizi” hakkında hâlâ polisten ses çıkmadığını söyleyen Barçın, polisin iş cetvellerini değiştirdiği iddiasına cevap verilmesini istedi.

Kamuda sivil hizmet görevlisi ya da asıl ve sürekli kadrolarda çalışanların polislerin aday kadroda atanmaya başladığını dile getiren Barçın, bu kişilerin Emeklilik Yasasından çıkıp sigortalı gibi çalışmaya başladığını kaydetti.

Bunun mağduriyet yarattığını örnekleriyle anlatan Barçın, bu konuda Savcılıkla olan yazışmaların KHK arşivinde bulunmadığını ifade etti.

Bu konuda gerekli araştırmaların yapılmasını isteyen Barçın, bu kişilerin sayısının gittikçe arttığını belirtti.

Meclis'te dün yaptığı konuşmaya işaret ederek Gelir Vergisi Yasası gereğince her türlü hizmet karşılığı verilen hakların ücret olarak adledildiği ve vergiye tabi olduğunu söyleyen Barçın, Merkez Bankası'nın bir üniversite hakkında yaptığı denetim raporuna işaret ederek, bu üniversitenin gelir vergisi vermediği ve çalışanlarına asgari ücret üzerinden yatırım yaptığını içeren bu rapor hakkında bilgi istedi. Devrim Barçın, bu konuda geriye dönek ne gibi tetkikler yapıldığını sordu.

-"Mecburi emeklilik yaşının 65 olması için yasa tasarısı gönderildi"

24 Mart 2023’te Bakan Alişan Şan'ın Meclis'e yasa tasarısı yolladığını kaydeden Barçın, bu tasarıyla 2008 sonrası kamuya istihdam edilenlerin mecburi emeklilik yaşını 65 yaş olarak belirlenmesini içerdiğini ifade etti.

Bunun işsizlik oranını artıracağı görüşünü savunan Barçın, “Bunu sendikalarla konuştunuz mu?” diye sordu.

-Şan

Yanıt vermek üzere söz alan Maliye Bakanı Alişan Şan, konuyla ilgili gerekli notu aldığını söyledi. Yerinden söz alan Bakan Erhan Arıklı da KHK Başkanından aldığı bilginin, şu anki başkanının göreve geldiğinde bu atamanın yapıldığını gördüğünü, Savcılıktan görüş aldığını, Savcılığın bu konudaki görüşüne göre hareket etmek durumunda olduğunu dile getirdi.

Merkez Bankası raporu hakkında gerekli işlemlerin geçen hafta itibariyle yapıldığını dile getiren Bakan Şan, re'sen vergi gönderildiğini belirtti.

Hiçbir zaman birini korumak ya da saklamak gibi bir düşüncesi olmadığını ifade eden Alişan Şan, hiçbir zaman siyasi istikbalini düşünmediğini kaydetti.

Şan, bankalar krizi döneminde bir bankaya 2 milyon TL kaynak aktarıldığını, 20 yıldan fazla zamandan sonra faiziyle bu kaynağı geri aldıklarını belirtti.

Maliye Bakanı Şan, Barçın’ı elindeki bilgi ve belgeleri paylaşmaya çağırdı.

65 yaş konusunda da not aldığını belirten Şan, konuyu Barçın’la ele almaya hazır olduğunu, bunun henüz Bakanlar Kurulu'ndan geçmemiş bir taslak olduğunu kaydetti.

-Barçın

Yeniden söz alan CTP Milletvekili Devrim Barçın, aday atanan poliseler hakkında “biz bu ülkede Savcılık görüşlerinin nasıl alındığını iyi biliyoruz” dedi. Barçın, yapılanın sınava gidip başka yeri kazananlara mağduriyet yaratarak bu kişilerin ayrılmasını engellemek amacıyla yapıldığı duyumları aldıklarını belirtti.

-Solyalı

Daha sonra CTP Milletvekili Ürün Solyalı “Yolsuzluklar ve Gençlerin Göçü” başlıklı konuşma yaptı. Ceza Yasası’nın görevi kötüye kullanma ve görevi ihmal konusundaki 105 ve 105 A maddelerini okuyan Solyalı, dün maaş kesintileriyle ilgili Meclis'ten geçen yasaya işaret etti.

Özellikle Sayıştay'ın Kıb-Tek’le ilgili mali denetim raporunda ortaya koyduğu ihmalleri ve kamu yönetimini kötüye kullanma kısımlarına işaret eden Solyalı, “Raporda, nedenini anlayamadığımız, sorduğumuzda yanıtını alamadığımız şekilde Kıbrıs Türk halkının ihtiyacı 200 bin ton olmasına rağmen neden 150 bin ton yakıt için ihaleye çıkıldığı bize anlatılamadı” dendiğini kaydetti.

Bu yakıt alımları nedeniyle Kıbrıs Türk toplumunun 130 milyon TL zarara uğradığını belirten Solyalı, konu hakkında dava açtıklarını söyledi.

Solyalı, bu yolsuzluğu Mali Polise taşımakla yükümlü olduklarını dile getirdi.

Dünkü yasayla özel sektörün, şirketlerin cebine el atıldığını, kendilerine "neden zarara uğratanlar bu kısmı ödemiyor da bizim cebimize el atıyorlar" diye sorulduğunu ifade eden Solyalı, bu yıl banka kârlılığı 2,7 milyar TL iken vadeli hesabı olanlardan kesinti yapıldığını ifade etti.

Solyalı, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın bu yasayı iade edeceğini düşündüğünü belirtti.

Gençlerin çaresizliği hakkında yapılan bir çalışmaya değinen Solyalı, bu çalışmaya katılan gençlerin bu yönetim altında sahipsiz ve gözden çıkarılmış hissettiğini söylediğini kaydetti.

Gençlerin özgüvensiz hissettiğini ve "ailemiz olmasa hayatta kalamayız" dediğini belirten Solyalı, çalışma sonuçlarını okudu.

Çalışmaya göre gençlerin öngörülebilir bir plan olması halinde ülkede kalmaya hazır olduğunu belirten Solyalı, “Gençler kısa süre içinde sizinle hesaplaşacak” dedi.

-Şan

Yanıt vermek üzere kürsüye çıkan Maliye Bakanı Alişan Şan, Solyalı’nın anlattığı gibi karanlık bir tablo olduğunu düşünmediğini söyledi.

Şan, “Araştırmayı kim yaptı bu önemli, araştırmanın güvenirliği de önemli” diyerek öte yandan gençlerin hiçbir problemi yokmuş gibi bir söylemle de bunu söylemediğini kaydetti.

“Bu konuda sorumluluk hepimizde” diyen Şan, gençlerin konut edinmesi adına kaynak yaratılması için gerekli adımların atıldığını belirtti.

Bütün dünyada sorunlar yaşandığını kaydeden Şan, “Güzel ve yaşanabilir bir ülkemiz var” dedi.

-Şahali

Daha sonra CTP Milletvekili Erkut Şahali “Bürokraside yap-boz maveraları Mağusa Limanı’na Ercan Havaalanı ile aynı akıbeti yaşatır mı?” başlıklı konuşma yaptı.

Kamu kaynakları konusunda çok talihsiz bir dönemden geçildiğini dile getiren Şahali, “Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz” dedi.

“Şu an giriştiğiniz işleri hangi referansla yaptığınıza bakmak için bu söz talebini yaptım” diyen Şahali, Ercan Havaalanı özelleştirme ihalesini “KKTC tarihinin en büyük peşkeşi” olarak tanımladı.

Bu süreçte yaşananların kayda değer olduğunu söyleyen Şahali, bu süreçte yatırımcının “KKTC siyaseti benim cebimdedir” deme cesaretini kendinde bulduğunu kaydetti.

“Siz böyle bir sicille Mağusa ve Girne Limanı’nı özelleştirmeye kalkıyorsunuz” diyen Şahali, “Sayın Arıklı’dan siyasette namusun ve şerefin ne zaman değinilecek unsurlar olduğunu öğrenmek isterim” ifadelerini kullandı.

Geçtiğimiz günlerde bir gazetede Mağusa ve Girne limanlarının işletilmesine dair bir ihale ilanı çıktığını belirten Şahali, daha önce mevzuatın böyle bir ihaleye olanak vermemesi nedeniyle ihaleye çıkılamadığını belirterek bu sefer de Liman İşçileri Şirketi tasfiye memurunun ihale makamı haline getirildiğini anlattı. "Devlet, bakanlık, tasfiye memuru tasfiye edilecek bir şirketin sahipliğine mi soyunuyor?" diye soran Şahali yapılması gerekenin devletin bu şirkete el koyması gerektiğini ifade etti.

Ercan Havaalanı işletmecisinin "KKTC’de 300 bin Euroluk yatırım yaptım" dediğini ancak bu süreçte 2017 yolcu rakamlarıyla 400 milyon Euro kazancı olduğunu kaydeden Şahali, bunu her bir yolcudan 20 euro gelir elde ettiği bilgisine dayanarak hesaplandığını ifade etti.

Kamu kaynağını gözetmeye dair soruların ve bu konudaki iddiaların son derece önemli olduğunu dile getiren Şahali, namus gibi subjektif kavramlarla bu konuların karartılmaması gerektiğini ifade etti.

“Mağusa ve Girne Limanlarında ne yapmaya çalışıyorsunuz” diye soran Şahali, “Yargı sizi durdurmadan siz bu duruma son verin” dedi.

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, CTP Milletvekili Erkut Şahali’nin konuşmasına cevap verdi.

Arıklı, Taş Yapının avukatı olmadığını ve kendilerinin hükümet olduğu dönmede hesabını sorabileceklerini söyledi.

Bürokratların yer değiştirme meselesinin kendi kararı olduğunu dile getiren Arıklı, bu konu ile ilgili yapılan iddiaların ispat edilmesi gerektiğini kaydetti. Ercan Havaalanındaki ek işlerin büyük bir bölümünün kendileri ile ilgili olmadığını dile getiren Arıklı, yapılan ek işlerin karşılığının talep edildiğini belirtti ve öngörülmeyen işlerin çıktığını söyledi.

Vergi affı gibi "absürt" konuların gündeme getirilmesinin doğru olmadığını ve vergi affının yasa istediğini dile getiren Arıklı, bu konunun neden böyle yansıtıldığını anlamadığını kaydetti.

Limanlar konusunda açtıkları ihaleyi iptal etmek zorunda kaldıktan sonra kendisinin CTP başkanı ve vekillerle istişare ettiklerini dile getiren Arıklı, Limanlar Dairesi’nin yasasında bazı yetkiler olmadığını kaydetti ve Mağusa ve Girne limanında, yap işlet devret modeli ile özelleştirme yapılmasına çalıştıklarını belirtti.

2018 yılında bu şirketin faaliyetlerini CTP hükümetinin iki yıl uzattığını dile getiren Arıklı, “keşke o zaman uzatmasaydınız ve biz de bu dertten kurtulsaydık. Burada ciddi problem var. Sizden yardım istedim. Bu konularda son derece açığım. Bu konuda alternatifiniz varsa dinlemeye de hazırım. Asla gocunmam.” ifadelerini kullandı.

2012 ve 2016 yılında büyütülmesi ile ilgili iki proje olduğunu söyleyen Arıklı, 2016 yılından sonra ek işler yapıldığını ve bu ek işler için talep yapıldığını anlattı.

Bürokratların yer değişimi ile ilgili de Arıklı, bürokratının yer değişimi yönündeki kendi istekleri üzerine, kendisinin de bürokratların daha verimli çalışması için bu değişikliği yaptığını kaydetti.

-Şahali

CTP Milletvekili Erkut Şahali de tekrar söz alarak, limanların bir bürokratın ihale makamı haline getirildiği görüşünü ortaya koydu.

Arıklı’nın da içinde olduğu hükümet döneminde dört ayda Kıb-Tek’te 150 milyonluk kamu kaynağının "iç edildiğini" iddia eden Şahali, “senin üyesi olduğun bu kabine nasıl iç etti bu parayı” sorusunu sordu.

Arıklı da yerinden konuşarak, Kıb-Tek’in kablo ile elektrik getirilmesine kendilerinin engel olduğunu söyledi.

Şahali, enterkonnekte kablo ile ilgili bir projeye karşı olmadığını dile getirerek, kablonun sadece Türkiye’deki bir santralden satılacak olmasına karşı olduğunu kaydetti.

Şahali, sekron paralel bir yapının nasıl olduğunu anlatarak, Mağusa ve Girne limanında yapılan ihalelerin de şaibeli olduğunu ileri sürdü.

-İncirli

CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli, “Dirençli Şehirler için yol haritası -yapılaması gerekenler” konusunda konuşma yaptı.

Halkın yaşanan depremlerden dolayı endişeli olduğunu dile getiren İncirli, ülkede dirençli şehirlerin yaratılması konusunda çalışmalar yapılması gerektiğini belirtti.

Ekonomik krizin etkilerini dile getiren İncirli, ülkenin yaşadığı sağlık, ekonomik ve sosyal krizleri anlatarak, ülkenin kırılganlığı olduğunu kaydetti.

Dirençli toplum ve şehirler yaratılması konusunda hükümetin bu "yaşamsal önemli" işlerin farkında olmadığını dile getiren İncirli, küresel ısınmanın ülkedeki etkilerinin önemine dikkat çekerek, iklim krizinin daha ne kadar görmezden gelineceğini sordu ve ülkenin bu politikalardan yoksun yönetildiği görüşünü belirtti.

Şehirlerin savunmasız bırakılmaması gerektiğini dile getiren İncirli, bir deprem yaşanması halinde altyapıların durumunun ne olduğunun bilinmesi gerektiğini kaydetti.

Önemli olanın ülkenin bilim ile yönetilmesi olduğunu dile getiren İncirli, ülkenin yasalarının bilime karşı değiştirilememesi gerektiğini belirtti.

Meclisten dün geçen maaşlardan yapılacak kesintiyle ilgili yasanın takipçisi olacaklarını da dile getiren İncirli, bilime inanan, işbirliği yapabilen bir yönetime ihtiyaç olunduğunu kaydetti.

-Taçoy

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Taçoy söz alarak, yıllardır ülkede olması gereken konuların geçmişte de konuşulduğunu belirtti.

Paris Anlaşmasının mecliste onaylanmasıyla artık ülkede gözlerinin açık olması gerektiğini dile getiren Taçoy, KKTC sınırlarının dışındaki ülkelerin denizlerin korunması konusunda işbirliği yaptığını fakat buradaki çalışmaların kapsanmadığını kaydetti.

Yeşil alanın korunması ve sahiplenmesi konusuna önem verildiğini dile getiren Taçoy, binaların denetiminin hangi deprem yönetmeliğine göre yapılacağını sordu ve uzmanların tüm yönetmeliklere bakarak değerlendirmesi gerektiğini belirtti.

Kentsel dönüşümlere gidilmesi gerektiğine dikkat çeken Taçoy, özellikle okullardaki binaların kontrol edilerek sağlamlaştırılması veya tekrar yapılması konusunda erken zamanda harekete geçilmesi gerektiğini kaydetti.

Ülkede beş yıllık kalkınma planlarının UBP hükümetleri tarafından yapıldığını dile getiren Taçoy, Statistik Kurumunu oluşturarak istenilen veriler konusunda çalışılmaya başlandığını söyledi ve ülkenin kalkınması için de bu çalışmaların yapılması gerektiğini belirtti.

CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli, tekrar söz alarak, iklim krizi ile ortak platformların dışında kalmanın doğru olmadığını söyledi.

Buradaki bu platformların içerisine girmek gerektiğine dikkat çekerek, geçiş kapılarının daha fazla açılması konusunda ısrarcı olunması gerektiğini kaydetti.

-Kürşat konuşmasını geri çekti

CTP Milletvekili Fide Kürşat, “Tarımsal üretimde sorunlar sarmalı” konulu güncel konuşmasını, Tarım Bakanı Dursun Oğuz’un salonda olmamasından dolayı, haftaya yapmak üzere geri çekti.

-Besim

CTP Milletvekili Filiz Besim “Sağlıkta planlama ve stratejilerde yapılan hatalar” konulu konuşma yaptı.

Besim, Sayıştaylığın, pandemi ile ilgili "çok değerli" olarak nitelediği bir raporu meclise sevk ettiğini dile getirdi.

Kriz dönemlerinde hazır olarak doğru yönetmenin hükümetlerin en önemli konularından biri olduğunu dile getiren Besim, pandemi döneminde meclise gönderilen raporu okumasının ardından, toplum olarak şu anda tehdit altında olunduğunu kaydetti.

Raporda, pandemi dönemi ile ilgili sağlık bakanlığında neler yapıldığı, karantina merkezlerinin nasıl yönetildiğiyle ilgili veriler yer aldığına işaret eden Besim, karantina merkezlerinin seçimindeki kriterlerin belli olmadığını belirtti.

Karantina merkezlerine ödenen paraların nereye göre olduğunu soran Besim, karantinaya giren kişilerin kayıtlarının da tam olmadığını, görev alan personelin de şemasının olmadığını, personelin sözlü gönderildiğini ve kayıt olmadığını kaydetti.

Sağlık Bakanlığı’nda düzgün kayıt tutulmamasından dolayı yapılan ödemelerin de düzgün olup olmadığının bilinmediğini dile getiren Besim, Sağlık ve Maliye Bakanlığı’ndan pandemi döneminde düzgün raporlama yapılmadığının da sayıştay raporlarından yazıldığını belirtti.

Yaşanan depremlerden dolayı alınan tedbirlerin olduğunu dile getiren Besim, hastanelerin sağlamlılık durumunun yapılıp yapılmadığını sorarak, bakanlığın planlarını anlatmasını istedi.

2019 yılından beri tarihi geçmiş ilaçların depolandığını dile getiren Besim, daha önce ilaçların gömüldüğünü fakat çağdaş dünyada çevre anlamında çok sakıncalı olması nedeniyle daha sonra geçirilen çevre yasasıyla bu imha yönteminin kalktığını söyledi. İmha merkezinin hayata geçmemesini de eleştirdi.

"Sağlık Bakanlığındaki 85 personelin bir yıldır sosyal güvenceden yoksun çalıştığını" dile getiren Besim, sağlık emekçilerinin haklarının bir yıldır verilmediğini belirtti.

-Altuğra

Sağlık Bakanı İzlem Gürçağ Altuğra eleştirileri yanıtladığı konuşmasında , Sayıştaş raporuyla ilgili yapılan konuşmayı çok önemsediğini söyledi.

Şeffaf ve dürüst çalışma bilincine sahip çalışmalar yürüttüğünü dile getiren Altuğra, o dönemin sağlık ve maliye bakanlarının bu konuda açıklama yapmasını istedi.

İstatistiki bilgi ve arşive önem verdiklerini dile getiren Altuğra, kendi dönemlerinde kadrolu bir memurun bu görevi şu anda yaptığını söyledi. Pandemi döneminde yapılan görevlerin tutanaklarının tutulmasının zorunlu olduğunu ve devletin kasasının korunmak zorunda olunduğunu belirtti.

Bugün sağlıkta bir TL’yi bulmak ve doğru düzgün harcamak adına ter döktüklerini dile getiren Altuğra, "en iyi miras karakterimizdir" mantığıyla hareket ettiklerini söyledi.

Tarihi geçmiş ilaç sorunlarının yaşandığını dile getiren Altuğra, ilaçların tutulduğu binanın kapısı ve penceresinin tadil edildiğini ve oradaki ilaçların imha edilmesi için tek bir adres olduğunu fakat burası için de ciddi bir rakam istendiğini kaydetti.

Devlet laboratuvarının tadil edilmesi ve ilaçların imha edilmesi konusunda ciddi bütçe gerektiği, bu konuda çalışmalar yaptıklarını dile getiren Altuğra, paranın da yakında serbest bırakılacağı müjdesini verdi.

Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte "gururla" çalıştığını dile getiren Altuğra, çalışan insanların sosyal haklarının ve güvencesinin yapılması gerektiğini söyledi ve sorunun giderilmesi için de ciddi çalışmaların yapıldığını kaydetti.

-Besim

CTP Milletvekili Filiz Besim de tekrar söz alarak, pandemi döneminde UBP’nin o görevlerde olduğunu belirtti ve politikaların devlet politikası mantığıyla yapılması gerektiğini kaydetti.

Sağlığın siyaset üstü yapılması gerektiğini dile getiren Besim, ayrıca tarihi geçmiş ilaç imhasıyla ilgili bütçede böyle bir kaynak göremediğini söyledi ve dört yıldır olan bu sorunun çözümü için tek kuruş para ayrılmamasını eleştirdi.

Bunun üzerine Sağlık Bakanı İzlem Altuğra, çözüm üretmek için elinden geleni yaptığını vurguladı.

Genel Kurul’da Demokrat Parti (DP) Girne Milletvekili Serhat Akpınar, “Küresel Resesyon ve KKTC” konulu güncel konuşma istemi ile söz aldı.

-Akpınar: “Gelecek için güven esaslı bir seferberlik başlatılmalı”

Konuşmasında küresel bir resesyon yaşandığını ve Kıbrıs Türk halkının ise pandemi öncesinden bu yana ciddi resesyon yaşadığını kaydeden Akpınar, ülkedeki bankaların vatandaşı koruyacak araçları kullanmadığını anlattı.

Mahkemelerdeki alacak verecek davalarından bahseden ve ileriki süreçte bu davaların artacağı öngörüsünü ortaya koyan Akpınar, vatandaşların kaderlerine terk edildiğini söyledi.

Akpınar, mahkemelerde "haciz tehditleri" ve kararları altında olan yurttaşların korunması, Vakıflar İdaresi’nin "akıl dışı" diye nitelediği uygulamalarına son verilmesi gerektiğini belirterek, Hükümeti bu konuları süratle gündeme almaya çağırdı. Halkın bu yöndeki sorunlarına çare olmak için çalışacağını vurgulayan Akpınar, vatandaşı kendisi ve partisi ile iletişime geçmeye çağırdı.

“Meyhane” konusunda söyledikleri nedeniyle kendisine yöneltilen eleştirilere de yanıt veren Akpınar, dediklerinin arkasında olduğunu belirterek, "halk rehavetten çıkmalıdır" ifadesini kullandı. Gelecek için güven esaslı bir seferberlik başlatılması gerektiğini vurgulayan Akpınar, “Her bir KKTC vatandaşı bu seferberliğe tam destek vermeli” dedi.

-Baybars: “Devlet vergisini ödeyen yükümlülüklerini yerine getiren yurttaşın cebine elini atmaya devam ediyor”

Gazimağusa Bağımsız Milletvekili Ayşegül Baybars ise “Son Siyasi Gelişmeler” konulu güncel konuşma istemiyle söz aldı.

Dünkü Meclis oturumunda depremle ilgili mali yardımlara ilişkin yasayla alakalı konuşulduğunu anımsatan Baybars, hükümeti kaosa neden olmakla suçladı. Yasadaki eşitsizliklerden bahseden Baybars, bunlarla ilgili eleştirilerine ise yanıt alamadıklarını söyledi.

Hükümeti tasarruf yapmayıp halktan fedakarlık istediği gerekçesi ile eleştiren Baybars, “Devlet vergisini ödeyen yükümlülüklerini yerine getiren yurttaşın cebine elini atmaya devam ediyor” dedi.

Sayıştay’ın akaryakıt alımlarına ilişkin raporuna da değinen Baybars, raporda ihalesiz alımlarla yüksek fiyatlara akaryakıt alındığının ve muhtelif alımların yasal çerçevesinin bulunmadığının ortaya konduğunun belirtildiğini aktardı. İlgilileri kamu kaynaklarını israf etmekle suçlayan Baybars, Sayıştay raporunun Başsavcılığa aktarıldığını ve dava açılıp açılmaması konusunda gerekli soruşturmanın başlatılmasının sağlandığını belirtti. Baybars, “insanların maaşlarından kesinti yapmak isteyenlerin kamu kaynaklarını israf etmeye hakkı olmadığını” da vurguladı.

6 Şubat depreminin ardından ülkeye gelen depremzedelerde ilgili farklı rakamların söylendiğini belirten Baybars, sokakta teşbih ve çorap satan iki çocuğun kendisine depremzede olduklarını aktardığını belirterek, bu çocukların istismara açık olduğu uyarısında bulundu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Taçoy’a bu konuda ne yaptığını sordu.

-Taçoy: “‘Elini cebimden çek’ deme kararını halka veriyoruz”

Baybars’a yanıt vermek üzere söz alan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Taçoy, sokaktaki satışlara engel olması gerekenin belediyeler olduğunu söyledi ve ilgili kurumları bu konuda ikaz ettiğini bildirdi.

Milletvekili Baybars’ın yerinden söz alarak 11-12 yaşlarındaki çocuklardan bahsettiğini söyledi.

Ardından konuşmasına devam eden Taçoy, maaş kesintileri ile ilgili ellerini vatandaşın cebine attıkları yönündeki eleştirilere “Çok doğru. Ama ‘elini cebimden çek’ deme kararını halka veriyoruz” dedi.

Banka mevduatlarından ise vergi almayacaklarını aktaran Taçoy, “Mevduat faizinden mevcut alınan stopajın üzerine yüzde 1 daha ekledik. Var olan bir şeyi biraz artırdık” diye konuştu. Taçoy, bahse konu yasanın mali projelerden, hizmet alımlarından ve Merkez Bankası’ndan devlete gelecek kar payından tasarruflar içerdiğini de belirtti.

Milletvekillerinin resesyon beklentisi ile ilgili uyarılarına da değinen Taçoy, tedbirler üretilmesi, piyasaya para pompalanması, teşvikler verilmesi gibi konularda çalıştıklarını ve yakında bu çalışmaları açıklayacaklarını da belirtti.

Sayıştay’ın akaryakıt alımı ile ilgili raporuna değinen Taçoy, bu konudaki eleştirilere “Varsa bir şey gerekli soruşturma yapılacak ve gereği yerine getirilecek. Herhangi bir yolsuzluk varsa peşine gidilsin, bu konuda arkanızdayım. Bunların affı yoktur” yanıtını verdi.

-Özdenefe: “Kişisel Verilerin Korunması Yasası güncellenmeli”

Ardından, Cumhuriyetçi Türk Partisi Girne Milletvekili Fazilet Özdenefe, “Kişisel Verilerin Korunması” konulu konuşma yaptı.

Kişisel verilerin korunması ile ilgili yasanın 2007 yılında geçtiğini ancak uzun süre uygulamaya giremediğini belirten Özdenefe, “Bugün yaşadığımız dünyada kişisel verilerimizi vermeden neredeyse bir çift çorap bile alamıyoruz” diyerek, bunun sakıncalarından ve kişilerin yasanın kapsamının farkında olmadığından bahsetti.

Yasanın eksik ve günün gerisinde kaldığını da kaydeden Özdenede, ivedi olarak güncellenmesi gerektiğini vurguladı.

Hükümet yetkilileri tarafından imzalanan bazı protokoller ile kişisel bilgilerin ülke dışına çıkmasının da muhtemel olduğunu anlatan Özdenefe, bunun sıkıntılara neden olabileceğini söyledi.

-Taçoy: “Bu yasa belki de sil baştan yazılmalıdır”

Özdenefe’ye yanıt vermek üzere yeniden söz alan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Taçoy, kişisel verilerin korunması ile ilgili yasanın bir an önce güncellenmesi konusunda Özdenefe ile aynı fikirde olduğunu belirterek, “Bu yasa belki de sil baştan yazılmalıdır” dedi.

Güncel konuşmaların tamamlanmasının ardından Genel Kurul toplantısı sona erdi. Bir sonraki birleşim 3 Nisan pazartesi günü saat 10.00’da yapılacak.

Editör: TE Bilisim