Fileleftheros ABD’nin Güney Kıbrıs’a uyguladığı silah ambargosunu tamamen kaldırmasının, Rum yönetiminin başka ülkelerle işbirliği ağı kurma ve Rum Millî Muhafız Ordusu’nun (RMMO) modern silah sistemleri edinme ve savaş kabiliyetini yükseltme çabalarının çatısını oluşturduğuna dikkat çekti.
Rum Savunma Bakanlığı’ndaki görevini yakında tamamlamaya hazırlanan Haralambos Petridis’le yaptığı söyleşiyi “Ambargonun Kalkmasıyla Jeostratejik Açıdan Yükseldik… Haralambos Petridis: Silah/Teçhizat İçin ABD’ye Yönelme Olanağına Sahibiz” başlığıyla aktaran gazete bu gelişmenin, Petridis’in “savunma” alanında edinilen başarılar hakkında çok daha emin ve kesin konuşma olanağı tanıdığına dikkat çekti.
ABD ile “savunma” işbirliklerinin RMMO’nun ABD silahlı kuvvetleriyle müşterek eğitimlerini de kapsadığını, bu alanda gerek Güney Kıbrıs’ta gerek başka ülkelerde birlikte çalıştıklarını anlatan Petridis “International Military Education & Training (IMET)” programı kapsamında askerî akademilere eğitim için subay gönderdiklerini, aynı program aracılığıyla askerî egzersizler icra ettiklerini anlattı.
Petridis silah ambargosunun tamamen kaldırılmasıyla birlikte -kısa süre önce- ABD Silahlı Kuvvetleri ile RMMO arasında ikili savunma işbirliği programı imzalandığını, öncesinde Ordonat konularında “Acquisition and Cross-Servicing Agreement” (ACSA) anlaşma yapıldığını ve Güney Kıbrıs’ın Ortaklık İlişkisi (State partnership Program –SPP) Programına katılımının onaylandığını hatırlattı.
SPP için 2023’te New Jersey Eyaleti ile ilgili anlaşmanın imzalanacağını anımsatan Petridis bu kapsamda gerek Güney Kıbrıs’ta gerek ABD’de birçok faaliyet gerçekleştirileceğini ve bundan çok yönlü kâr elde edeceklerini, bu sayede askerî alanda teknolojik bilgi, bilimsel bilgi edinme ve modern gelişmelere erişim olanağı kazanacaklarını anlattı.
Ambargonun tamamen kaldırılması kararının bir sonraki değerlendirmeye kadarki bir yıllık süreyi kapsadığını hatırlatan Petridis ABD piyasasından silah/teçhizat satın almak için bundan sonraki adımı atmak için yöntem arayışı ve değerlendirme aşamasında bulunduklarını söyledi. Daha öne ABD ile, teröre ve asimetrik tehdide karşı işbirlikleri çerçevesinde (ABD’nin) iki küçük sahil güvenlik teknesi vermesi konusunu görüştüklerini, bunun hayata geçmediğini ancak bugün olguların ve Güney Kıbrıs ile ABD arasındaki ilişkilerin değiştiğini, artık her türlü silahlanma programının yeni, daha somut ve daha detaylı bir çerçeveye oturtulacağını anlattı.
Petridis ABD savunma sanayiine erişim olanaklarının kendilerine, RMMO’nun elindeki mevcut silah sistemlerinin yükseltilmesi, Yunanistan ve İsrail gibi ABD silahı kullanan bölge ülkeleriyle birlikte hareket etme olanağı tanıdığına dikkat çekti. “silahlanma programlarının uzun uygulanma süreçleri olması nedeniyle, ambargonun kaldırılması başarısının önümüze açtığı perspektifin uzun soluklu sonuçları olacağı iyi anlaşılmalı” dedi.
Rum Savunma Bakanı olarak bölgesel, Avrupa ve bölgede faaliyet gösteren diğer önemli ülkelerle birçok “savunma” işbirliği anlaşmasına imza atan Petridis şunları anlattı:
“Savunma ve güvenlik konularında 17 bölgesel, Avrupa ve ABD ve İngiltere gibi bölgede faaliyet gösteren diğer önemli ülkelerle işbirliği anlaşmaları imzaladık. Bu stratejinin hayata geçmesinde Yunanistan, İtalya ve Fransa ile oluşturduğumuz dörtlü işbirliği çok önemli rol oynuyor. Dörtlü işbirliğimiz Doğu Akdeniz bölgesini AB’nin ilgi bölgesi haline de getirme çabamızda doğrudan verimli oluyor.
Kısa süre önce Ürdün’le yaptığımız kuvvetlerin statüsünü düzenleyen ikili anlaşma (status of Forces Agreement-SOFA) ikili savunma işbirliğinin daha da gelişmesine zemin oluşturacak. Millî Muhafız Ordusu ile Birleşik Arap Emirlikleri ve Sırbistan silahlı kuvvetleri arasında 2023 için ikili savunma işbirliği programları imzalanması da aynı çerçevededir. Almanya ile ikili işbirliği programı imzalamamız, Berlin’deki büyükelçiliğimize ilk kez askerî ataşe göndermemiz de Hindistan ile Savunma ve Askerî İşbirliği konularında karşılıklı anlayış memorandumu imzalamamız da çok önemlidir. Dışa dönük savunma politikamız tartışma kaldırmaz bir gerçekliktir.”
Petridis son olarak Kıbrıs sorununa iki devlet çözümünün “Kıbrıs’ın taksimi anlamına geleceği” görüşünü ortaya koydu. Türk tarafının “her faaliyetinin Türk-Yunan ilişkilerinde ve Kıbrıs sorununda yeni emrivakiler yaratmayı hedeflediğini” iddia ederek şunları söyledi:
“Savunma Bakanlığımız bütün düzeylerde Yunanistan’la tam eşgüdüm ve anlayış içerisinde bulunuyor. Türk tavrını izliyoruz, Ankara’nın devam eden yasadışı faaliyetlerini ve saldırgan söylemini dikkate alarak yabancı ortaklarımızı ve uluslararası örgütleri bilgilendiriyoruz. Hukuki, siyasi ve diplomatik imkanlarla soğukkanlılıkla cevap veriyoruz.”