Adıyaman Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden İsias otel davasında bugün ilk olarak tanıklar dinlenmeye başlandı.

Otelin resepsiyon görevlisi Ahmet Can, olay sırasında evde olduğunu söyledi. Herkese geçmiş olsun dileğinde bulunan Can, kendisinin de enkaz altında kaldığını belirtti.

Resepsiyonda çalıştığını ve Ahmet Bozkurt ve oğullarını tanıdığını kaydeden Can, otelle Ahmet beyin ilgilendiğini söyledi. Can, “Çocukları gelip gidiyorlardı, işlerle ilgilenmiyordu. Hafta sonu kahvaltıya geliyorlardı. Biz ide hesapları müdüre devrediyorduk.. Otelde kalmazdı oğulları, kızları bilmiyorum. Adana’dan gelen enişteleri bazen gelip kalıyordu” şeklinde devam etti.

Mahkemede daha önce verdiği ifade okunan Can, otelde 2 senedir çalıştığını ancak otelin 9. katında yapılan tadilat değişikliği konusu ve imar affı hakkında bilgisi olmadığını söyledi. Can, “Otelin 9. katı kapalıydı. Orayı hiç görmedim. Çocuklar çıkarlardı ama odaya girip çıktığını görmedim” dedi.

Can, müşteki avukatlarının sorularını yanıtında, 5 Şubat sabahı 7’den akşam 7’ye çalıştığını belirtti. Ahmet Can, genelde kış dönemi işten çıkarıldığını ve teras kat yapımı sırasında da çalışmadığını söyledi.

Ahmet Can, Ahmet Bozkurt’un eşi Ulviye Bozkurt’un akşam saatleri geldiğini ve eşiyle lobide oturup çay içtiğini söyledi. Efe, Mehmet ve Fatih Bozkurt’tan hiç talimat almadığını kaydeden Can, “Ben muhasebe ve ön büroyla muhatap oluyordum. Yukarıyla ilişkimiz olmazdı” dedi.

Bir resim gösterilerek üsteki camlı bölümün ne olduğunun sorulması üzerine “Teras katıydı ve restaurant olarak da düzenlenmişti. Masalar vardı ama kullanılmıyordu. Oraya asansörle çıkılıyordu” yanıtını verdi.

Başka bir soruyu yanıtında, Ahmet Bozkurt’un hasta olduğunu bildiğini ancak detayından haberdar olmadığını belirten Can, şirketin işleyişiyle ilgili bilgisi olmadığını söyledi.

Ahmet Can, depremden sonra otelin bulunduğu alana dördüncü ve beşinci gün gittiğini ve mesai arkadaşlarıyla görüştüğünü belirtti. Can, ziyaretinde binanın tamamen yıkıldığını ve çalışmalar yapıldığını gözlemlediğini kaydetti.

Can, başka bir soruyu yanıtında, “Ahmet bey arabasını dışarı bırakmazdı. Sabah işe geldiğinde lobide otururdu” dedi.

Can, sorular üzerine, heyetin otele giriş tarihini hatırlamadığını ve otelin mutfağının asma katta olduğunu söyledi.

dıyaman Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden İsias davasında ikinci tanık Celal Görücü mahkeme başkanının sorularını yanıtladı.

Otelin muhasebesinde çalıştığını ve sanıkları tanıdığını söyleyen Görücü, iddianame hakkında bilgisi olup olmadığının sorulması üzerine “Depremi hepimiz yaşadık.. Otelde kolon kesilme gibi bir olay olmadı” dedi.

Görücü, otelden Ahmet Bozkurt’un sorumlu olduğunu, Efe Bozkurt’un ise otele ve muhasebeye baktığını kaydeden söyledi. Görücü, “İdari işlerden Efe Bozkurt sorumluydu. Şirkette söz sahibiydi. Gün içindeki hasılatları ona veriyorduk” dedi.

1984 yılında iş hayatına Ahmet Bozkurt ile başladığını kaydeden Görücü, sonradan yapıldığı iddia edilen kaçak yapıdan haberi olmadığını söyledi. Görücü, “Oraya girip çıkmadım.. Ahmet Bozkut’un ofisiydi. O kullanıyordu. Kimse girip çıkmıyordu.. Yazıhane ofis yapılmasında herhangi bir rol almadım.. Yazıhanenin yapılış tarihi konusunda net tarih hatırlamıyorum” şeklinde devam etti.

Mahkemede daha önce verdiği ifade okunan tanık müştekilerin sorularını da yanıtladı. Görücü, “Ofis en üst kataydı, bu konudaki ödemeleri kimin yapıldığını bilmiyorum” dedi.

Otelin muhasebecisi olarak Efe Bozkurt’a maaş ödendiğini söyleyen Görücü, müşterilerin ödemleri resepsiyonistlere yaptığını söyledi. Rejenerasyon grubun ödemesinin alınıp alınmadığını hatırlamadığını kaydeden Görücü, “Depremden sonra bende büyük bir unutkanlık oldu, hatırlamıyorum..” şeklinde devam etti.

Görücü, başka bir soruyu yanıtında, ödemesiz misafir ağırlayıp, faturasız işlem yaptıklarını söyledi.

Devletten alınan krediyle ne yapıldığı sorusunu yanıtında, otelin tadilatında, malzeme ve mefruşat alımında kullanıldığını kaydeden Görücü, deprem sonrası kimseye ödeme yapmadığını belirtti.

Görücü, Efe Bozkurt’un görevinin ne olduğuna ilişkin soruyu yanıtında, “Şirket ortağı ve babasının aradığı mali sorumluydu. Personelden de sorumluydu” dedi.

“Otel inşaatına 1992 yılında başladık. İş merkezi ya da özel hastane diye düşünülüyordu. Sonunda otele çevirdik ve inşaata 2000 yılında başladık” diyen Görücü, başka bir soruya “Efe Bozkurt’a o günkü değerle personelden biraz fazla, 3-4 bin TL’lik maaş veriyorduk” yanıtını verdi.

Ofis için ne tür malzemeler alındığı sorusunu yanıtında “Bilmiyorum. Aklıma gelen bir şey yok” diyen Görücü, özel yapılan yere çay kahve nasıl gidiyordu sorusuna ise tanık “Çok fazla misafir gelmiyordu ama geldiğinde de muhakkak bir garson girip çıkıyordu” dedi. Görücü, ofis kısmı için şap atılıp atılmadığını bilmediğini söyledi.

Görücü, inşaatta kiminle çalışıldığına ilişkin soruyu yanıtında, 1992 yılında inşaata müteahhittin altında çalışan bir kişiyle başlandığını ancak 2000’den sonra kiminle çalışıldığını hatırlamadığını belirtti.

Binanın yapım aşamasındaki ödemelerin muhasebeden değil de binanın sahibi Ahmet Bozkurt’un kendi hesabından yapıldığını kaydeden Görücü, inşaatı yapanlarla doğrudan Ahmet Bozkurt’un ilgilendiğini, kendisinin bu konuda bilgisi olmadığını söyledi.

İsias Otel’de hayatını kaybeden Çağakan Yılmaz isimli kişinin isminin kayıtlarda olmamasının sorulması üzerine resmen kayıtlı olmayan kişiyle ilgili bilgisi olmadığını ve konaklayan kişilerle bilginin emniyet müdürlüğüne verildiğini belirtti.

Celal Görücü, Kalkınma Bankası’ndan alınan kredilerin tamamının ödenmediğini ve ödemelerin de fatura karşılığı yapıldığını ancak enkaz altında kalan faturaları ibraz edemeyeceğini söyledi. Görücü, inşaat malzemelerinin faturalarının sorulması üzerine, “Muhasebeci olarak biz faturalandırmadık, çalıştığımız firmalar faturalandırdı” dedi.

Otele ilişkin bir fotoğraf gösterilerek, camlı alanın ne olduğunu sorulması üzerine Görücü, “Aslında restoranımızdı ama kullanılmıyordu. Ofis olarak kullanılan yer neresiydi emin değilim” yanıtını verdi.

Görücü, sanıklardan Ahmet Bozkurt’un sorusu üzerine, Bozkurt’un ofisini genelde kullanmadığını, otelin girişinde, sağdaki koltukta oturduğunu ve işleri oradan idare ettiğini söyledi.

Sanık avukatlarının sorularını da yanıtlayan tanık, statik projeleri kimin yaptığını bilmediğini kaydeden Görücü, Erdem Yılmaz’ın kim olduğunun sorulması üzerine, Yılmaz’ın inşaat projesini yaptığı yönünde bir bilgisi olduğunu belirtti.

Celal Görücü, mutfağın nerede olduğunun sorulması üzerine, “Mutfak asma kattaydı. Mutfak için yan binadan daire alınmış ve otel binasıyla birleştirilerek mutfak yapılmış. Restoran da oradaydı. Bitişikti hepsi” dedi.

Görücü, başka bir soruyu yanıtında, bina yapımına ara verildiğinde, duvarların örülüp örülmediğini bilmediğini söyledi.

Krediyle ne alındığını sorulması üzerine mefruşat ve yatak gibi şeyler alındığını ancak oda artırımı yapılmadığını belirtti.

Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde İsias Davası duruşmasının üçüncü gününde otel teknik elemanı Hasan Gündüzoğlu tanık olarak dinlendi. Gündüzoğlu’nun tanıklığının ardından duruşmaya saat 14.00’e (Türkiye saati) kadar ara verildi.

Sanıklarla herhangi bir akrabalık bağı olmadığını, 2008’de otelde teknik eleman olarak işe başladığını belirten Gündüzoğlu, “Ahmet Bozkurt benim işverenimdi. Son söz Ahmet Beyindi, Efe bey de bir kaç yıldır otelle ilgileniyordu. Mehmet Fatih Bozkurt’un bir ilgisi yoktu. Personelle ilgileniyordu” dedi.  

İddianamede geçen en üst katı bildiğini kaydeden Gündüzoğlu, “Yapıyla ilgili demir dikme yaptık. Çelik konstrüksiyondu, kutu profil döşendi. Sandviç panel içi köpük altı üstü saç, en üstü alçıpandı. Orası Eskiden terastı bay bayan tuvaleti vardı. Ahmet beye özeldi. Gelenler müdüriyette ağırlanıyordu. O da girişte lobideydi. Aileden gelen misafirleri, çocukları ve eşi asansörle yukarı çıkıp geliyorlardı, ama şahsen görmedim” şeklinde konuştu.

Tanık Gündüzoğlu, müştekilerin sorularını da yanıtladı.

Deprem sonrası enkazda olan beton yapının fotoğrafları gösterilerek bunun ne olduğu sorulduğunda Hasan Gündüzoğlu, fotoğraftaki parçanın yan binadan gelmiş olabileceğini söyledi.

Gündüzoğlu, her konuda önce müdürle muhatap olduğunu, sonra Efe Bozkurt’la konuşulduğunu, son kararı ise her zaman Ahmet Bozkurt’un verdiğini ifade etti.

2014 ve 2015’te ayrı ayrı kapasite artırımı yapıldığını hatırlamadığını söyleyen Gündüzoğlu, “2016 veya 2018’de tadilata girdik. Duvar kağıtları söküldü, seramikler değişti onun gibi işler yapıldı” dedi.  

Bir soru üzerine Hasan Aslanı tanıdığını, müteahhit olduğunu bildiğini ancak binanın müteahhittinin o olup olmadığını bilmediğini söyleyen Gündüzoğlu, müşteki avukatları tarafından bir video gösterilerek, videoda gösterilenlerin binaya ağırlık verip vermediği sorulduğunda, “orasının teras olduğunu, betonarme olmadığını, binaya ek yük getirmediğini” savundu.

“Bu parça iki bina arasını kesmek için yapıldı. Duvarların sağlamlığı konusunda sıkıntı yoktu” diyen Gündüzoğlu, İsias Otel’in olduğu yere depremden sonra öğleye doğru gittiğini belirtti.

Gündüzoğlu, “3-4 kat gibiydi yapı, çatı kısmı da yerdeydi.. Yukardaki ofiste  tesisat vardı. Buranın tesisatı için bir şey yapmadım. Binadan bağımsız bir mutfak vardı bir de binanın içinde mutfak vardı.” dedi.

Sanık Ahmet Bozkut’un sorusunu yanıtlayan tanık Gündüzoğlu, “Bozkurt’un genelde lobide olduğunu, odasında görmediğini, her zaman asansörle yukarı çıktığını ama nereye girdiğini görmediğini” ifade etti.

Müdafi avukatlarının sorularını da yanıtlayan tanık Gündüzoğlu, statik projesiyle kimlerin ilgili olduğunu ve işlemleri bilmediğini kaydetti.

Otelde oda artışı ve azalışı olmadığını belirten Gündüzoğlu, Efe Bozkurt’un 2022’de evlendiğini ve otelde çalışılmaya başlandığını kaydetti.

Tanığın dinlenmesinin ardından saat 14.00 ‘e (Türkiye saati) kadar duruşmaya ara verildi.

Adıyaman Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden İsias davasında, aranın ardından tanıklarına dinlenmesine yeniden başlandı.

Türkiye saatiyle saat 14.00’de başlayan duruşmada otelde komi ve vale olarak çalışan İbrahim Kaya dinlendi.

Kaya, ifadesinde sanıklarla bir akrabalık bağı olmadığını söyleyen ancak Ahmet Bozkurt ve oğullarını bildiğini söyledi.

Tadilat dönemi otelden ayrıldığını ancak yapılan tadilat ve değişikliklerden haberdar olduğunu kaydeden Kaya, Ahmet Bozkurt’un talimatıyla yapılan tadilatın ana merkezi kapsamadığını belirtti.

Ahmet Bozkurt’un üst katta bir ofisi olduğunu ancak sürekli kullanmadığı ofise bir başkasının çıktığını da görmediğini kaydeden Kaya, Bozkurt’un 2 oğlunun talimat verme durumu olmadığını söyledi.

Kaya, aileden de zaman zaman otelde kalanlar olduğunu kaydeden Kaya, Efe Bozkurt’un da otelde 2021’de çalışmaya başladığını belirtti.

Müşteki avukatlarının sorularını yanıtlayan Kaya, “Ahmet Bey’e ait ofise hiç çıkmadım. Misafir katlarına çıkardım” dedi. Kaya, depremden sonra oteli ikinci gün gördüğüne işaret ederek, depremden önce 10 katlı olan otelin depremden sonra 3 kat gibi göründüğünü söyledi.

Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden İsias davası duruşmasında, beşinci tanık olarak otelin teknik ekibinden Enver Demir dinlendi.

Sanıklarla akrabalık bağı olmadığını söyleyen Demir, depremde orada olmadığını, izinli olduğunu söyledi. Otelin teknik ekibinde olduğunu ifade eden Demir, Efe Bozkut’un 2022den sonra otele gelip gitmeye başladığını söyledi. Ahmet Bozkurt’un otelde genelde lobide olduğunu söyledi.

Ahmet Bozkurt’un ailesinin otele gelip gittiğini, bazen de kaldığını ifade eden Demir, “Efe Bozkut’un otel personeline talimat verdiğini görmedim” dedi.

Müşteki avukatlarının sorularını yanıtlayan tanık Demir, “Sadece Ahmet beyin kullanımında bulunan bir oda vardı” diyerek, o odanın elektrik tesisatı otel yapıldığında yapıldığı için kendisinin yapmadığını söyledi.

“Ben oraya girdim, normal bir ofis odası gibiydi, manzarası vardı. Tuvalet ve banyo lavabo yoktu. Terası vardı. Müdüriyet odası genişletilmedi” dedi.

Tanık, sonradan kapatılan yerin resmini gösterdi ve 2014 -2015’te kapasite artırımının ne şekilde yapıldığından bilgisi olmadığını kaydetti.

Otele çevirmede tesisatı kendisinin çekmediğini belirten tanık Demir, üst çatının çelik konstrüksiyondan yapılıp alt tarafının da alçıpandan yapıldığını söyledi.

Müdafi avukatlarının sorularını da yanıtlayan tanık, Erdem Yıldız’ın otele gelip gittiğini ama otelin bir şeyiyle ilgilenip ilgilenmediğini bilmediğini söyledi

Demir, “Mutfak üst kattaydı, yan binada da mutfak vardı. Mutfağa sadece asma kattan geçiliyordu” dedi.

Adıyaman Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden İsias davasında Ahmet Bozkurt ve ailesinin  şoförlüğünü yapan Bahaddin Ateş altıncı tanık olarak dinlendi.

Ateş ifadesinde sanıklarla bir akrabalığı olmadığını söyledi. Ahmet Bozkurt’un getir-götür işlerini yaptığını kaydeden Ateş, Ahmet Bozkurt’un otelin patronu olduğunu, Efe Bozkurt’un da 2022 yılında geldiğini belirterek, Mehmet Fatih Bozkurt’un ise Renault’ta çalışırken satın alma işlerine baktığını kaydetti.

“Ahmet Bozkurt’tan habersiz bir çivi bile çakılmazdı” diyen Ateş, otelde maaşlı çalışan Efe Bozkurt’un 2022’den deprem gününe kadar otele baktığını belirtti.

Müşteki avukatlarının sorularını yanıtlayan tanık, Efe Bozkurt’a düğünden yaklaşık bir ay önce Adıyaman’da ev açıldığını ve orada kaldığını söyledi.

Ateş, Efe Bozkurt’un verdiği ifadede kendisini tanımadığını söylediğinin hatırlatılması üzerine, “Neden öyle bir şey söyledi ki? Tanımaması mümkün değil“ dedi.

Kendisinin Renault’tan maaş aldığını belirten Ateş, Ulviye Bozkurt’un da şoförlüğünü yaptığını ancak kızlara şoförlük yapmadığını kaydetti.

Sanık Ahmet Bozkurt’un sorularını da yanıtlayan tanık, Efe Bozkurt’un birebir şoförlüğünü yapmadığını sadece havalimanından alıp getirdiğini söyledi. Ateş, kendisine bir araç tahsisi edilmediğini belirtti.

Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden İsias davası duruşmasında 7’nci tanık İsias Otel personeli Zeynel Can dinlendi.

Can, sanıklarla bir akrabalığı olmadığını; Ahmet Bozkurt, Efe Bozkurt ve Mehmet Fatih Bozkurt’u tanıdığını söyledi.

Deprem anını anlatan Can, depremi hissettiğinde çalıştığını ve lobide olduğunu,  sarsıntıyı hissetmesiyle dışarıya, otelin doğu tarafına yola koştuğunu, bir süre gittikten sonra artık yürüyemediğini ve dışarda durduğunu anlattı. Can, otelin doğu yönünde yani öne doğru yıkıldığını söyledi. Can, depremde yaralanmadığını belirtti.

Oteli Ahmet Bozkurt’un işlettiğini, Efe Bozkurt’un da depremde 4-5 ay önce geldiğini belirten Zeynel Can, Efe Bozkurt’un personel alımı için yetkisi olmadığını kaydetti.

“Bozkurt’un otelde ofisi vardı ama kendisi arada bir çıkardı. Adıyaman’da da çok fazla durmazdı. Efe ve Mehmet Fatih Bozkurt da yukarı çıkmazdı” diyen Can oteldeki tadilat konusunda ise “Sandviç paneller yapıldı, başka da bir şey bilmiyorum” ifadelerini kullandı.

Müşteki avukatlarının sorularını yanıtlayan tanık Zeynel Can, lobinin arka tarafında lobinin arkasında oturduğunu, oturduğu yer ve çıktığı yer arasında 100 metre kadar olduğunu kaydetti.

Can, “Otel 5-10 saniyede yıkılsaydı ben çıkamazdım, ben de enkazda kalırdım. Doğu tarafına doğru çıktım. Otelin yıkıntılarının bir kısmı otoparkta bir kısmı da yola doğru gitmişti” dedi.

Müşteki avukatları Can’dan sandviç panelin yapının neresinde olduğunu resimde göstermesini istedi.

Can, otelin 9 kat olduğunu ama yıkıldığında bayağı bir yükseklik oluştuğunu kaydederek moloz yığınlarının 3 katlı bir binaya tekabül ettiğini belirtti.

Tanık Zeynel Can, diğer yıkılan binanın batıda olduğunu, diğer binaların da yola yıkıldığını kaydetti.

Gece 23.00 te göreve başladığını ifade eden Can, “İşe başladığımda tur rehberlerinin otele giriş yapmıştı. Kayıtlar polise giderdi” dedi.

Can, oteldeki tadilat sırasında bir duvar yıkılarak müdüriyetin 2 metre kadar genişletildiğini de belirtti.

Binanın hangi yöne yıkıldığı konusunda tanık Can’ın söylemleri üzerinde salonda gerginlik yaşandı.

Can, her sorulduğunda otelin hangi tarafa yıkıldığı konusunda farklı bir yön söyledi.

Tanık Zeynel Can’ın beyanları alınırken müşteki avukatları ile müdafi avukatları arasında çıkan tartışmalar üzerine duruşmaya yarım saat ara verildi.

İsias Otel çalışanlarından Nusret Yıldız, depremin ardından enkaza gitmediğini ancak önünden geçtiğini ve çok şaşırdığını belirterek, “Bana hep her yer yıkılsa da burası yıkılmaz gibi geliyordu” dedi.

İsias Otel davası üçüncü gününde, tanıkların dinlenmesiyle sürüyor.

8’inci tanık Nusret Yıldız, Ahmet Bozkurt’la bir akrabalık bağı olduğunu söyledi.

İsias Otel sahiplerini tanıdığını, son 10 yıldır da muhasebe işlemleri, vergileme beyanname işlemlerini yaptığını anlatan Yıldız, bu işlemleri yaparken Ahmet Bozkurt ve Celal Görücü’den yardım aldığını bildirdi.

Otel sahibinin oğlu Efe Bozkurt’un son iki yıldır bir alıştırma evresinde olduğunu ve işleyişi öğrenmeyi çalıştığını kaydeden Yıldız, “Hem babaları hem büyük patron olarak kararları Ahmet Bozkurt alıyordu. Ahmet Bozkurt en çok altta lobide duruyordu, özel bir odası olup olmadığını bilmiyorum.” dedi.

Yıldız, son birkaç yılda otelde mefruşat yenilmesi, süsleme, boya, perde gibi değişiklikler yapıldığını kaydederek “Resmi olarak ve fiilen de Ahmet Bozkurt yetkiliydi. Mehmet Fatih Bozkurt Reno’daydı (Renault bayiide). Hisse devirlerini çok sık yapmadı. İlk kuruluşta bir hisse dağılımı yapılmış, sonradan duruma göre değiştirilmiş. Kâr payı dağılımı hiç yapılmadı, çocukların yetkisi Ahmet bey olmadığında ya da bankadan bir para çekileceğinde kullanılıyordu.” diye konuştu.

Müşteki avukatlarının sorularını cevaplayan 8’inci tanık Nusret Yıldız, deprem günü otelde vefat eden kişi hakkında ve grupların ödemesi konusunda bilgisi olmadığını söyledi.

Deprem günü muhasebe ile ilgilenenin kim olduğunu da bilmediğini ifade eden Yıldız, ancak muhasebe işlemlerine Celal Görücü’nün yardımcı olduğunu bildirdi.

Nusret Yıldız, İsias Otel’in normal bir mükellef olduğunu ve hizmet geliri açısından çok yüksek gelirli olmadığını belirtti.

Yıldız, mefruşat için kredi çekildiğini, bunun dosyada da yer aldığını ama dosyanın olmadığını kaydederek, “patron” ve “müdürlük” tanımlarını yaptı.

“İmar affı konusunda Ahmet Bey direktif vermiştir ve Mehmet Fatih Bozkurt da imza atmıştır diye düşünüyorum.” diyen Yıldız, Bozkurt’un otelle ilgili ödemeleri kendi muhasebesiyle yapmış olabileceğini, bunun da resepsiyondaki kişilerin de kısmen muhasebeci olduğu anlamında söylediğini belirtti.

İsias Otel davasının sekizinci tanığı Nusret Yıldız, son 10 yıla otelin vergileme işlemlerini yaptığını ancak otelin oda sayısını hâlâ bilmediğini savundu.

“Otelin cirosu her sene artardı ama bu, otele fazla müşteri gelmesinden dolayı mı oluyordu, bilmiyorum.” Diyen Yıldız, otelin geçmişini, inşaat sürecini bilmediğini ancak otelin bulunduğu arazinin Bozkurtlara ait olduğunu hep bildiğini anlattı.

Yıldız, deprem sonrası otel enkazına gitmediğini ancak önünden geçtiğini ve çok şaşırdığını belirterek “Bana hep her yer yıkılsa da burası yıkılmaz gibi geliyordu. Oteli kimin inşa ettiğini bilmiyorum.” ifadelerini kullandı.

Sanık müdafi avukatlarının sorularını yanıtlayan tanık Nusret Yıldız, mutfağın en alt katın bir üstü olduğunu düşündüğünü belirtti ve yan taraftan alınan dairenin fazla eşyaları depolamak için kullanıldığını söyledi.

Türkiye’de geçen yıl 6 Şubat’taki deprem felaketinde 35’i Kıbrıslı Türk voleybolcu çocuklar, öğretmenleri ve velileri olmak üzere aralarında Türkiye’den turist rehberlerinin de bulunduğu 72 kişinin hayatını kaybettiği Adıyaman’daki Grand İsias Otel’le ilgili duruşma, üçüncü gününde Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor.

İsias Otel’in 5'i tutuklu 11 sanığı hakkındaki davanın 9’uncu tanığı otelin aşçısı Mehmet Ali Korkmaz, sanıklardan kimseyle akrabalığının olmadığını söyledi.

Korkmaz, yemek yaptığı yerin bağımsız olduğunu ve otelden girip çıkmadığını söyledi.

Oteli Ahmet Bozkurt’un çalıştırdığını ve Bozkurt’un genellikle lobide oturduğunu kaydeden Korkmaz, yemekleri götürdükleri koridorun ne zaman açıldığını bilmediğini ifade etti.

“Bağlantının yapıldığını bilmiyorum, 6’ncı katta bir mutfak vardı ama hiç kullanmadım” diyen Mehmet Ali Korkmaz, malzeme alımlarını Celal Görücü’nün yaptığını, Efe Bozkurt’un ne yaptığını bilmediğini, son üç aydır Efe Bozkurt’la istişare ettiklerini kaydetti.

Ana boşlukta, yani sokaktaki iki bina arasında yangın merdiveni bulunduğunu anlatan aşçı Mehmet Ali Korkmaz’a mutfağın yerini göstermesi için fotoğraflar gösterildi ancak fotoğraflarda mutfağın görünmediğini söyledi.

Korkmaz, bilinen restoran yeri dışında başka bir yere yemek servisi yapmadıklarını kaydetti.

Tanık Korkmaz, sanık müdafi avukatlarının sorularını da yanıtladı.

Tanığa fotoğraflarla sorulan soruda, mutfağa nereden geçildiği gösterilmesi istendi.

Korkmaz, otelden mutfak kısmına geçen kapının, bina yapılırken mi yoksa sonradan mı açıldığını bilmediğini ifade etti.

Korkmaz, otelin teras katında hiç bir şey olmadığını da belirtti.

Türkiye’de geçen yıl 6 Şubat’taki deprem felaketinde 35’i Kıbrıslı Türk voleybolcu çocuklar, öğretmenleri ve velileri olmak üzere aralarında Türkiye’den turist rehberlerinin de bulunduğu 72 kişinin hayatını kaybettiği Adıyaman’daki Grand İsias Otel’le ilgili duruşma, üçüncü gününde Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor.

İsias Otel’in 5'i tutuklu 11 sanığı hakkındaki davanın 9’uncu tanığı otelin aşçısı Mehmet Ali Korkmaz, sanıklardan kimseyle akrabalığının olmadığını söyledi.

Korkmaz, yemek yaptığı yerin bağımsız olduğunu ve otelden girip çıkmadığını söyledi.

Oteli Ahmet Bozkurt’un çalıştırdığını ve Bozkurt’un genellikle lobide oturduğunu kaydeden Korkmaz, yemekleri götürdükleri koridorun ne zaman açıldığını bilmediğini ifade etti.

“Bağlantının yapıldığını bilmiyorum, 6’ncı katta bir mutfak vardı ama hiç kullanmadım” diyen Mehmet Ali Korkmaz, malzeme alımlarını Celal Görücü’nün yaptığını, Efe Bozkurt’un ne yaptığını bilmediğini, son üç aydır Efe Bozkurt’la istişare ettiklerini kaydetti.

Ana boşlukta, yani sokaktaki iki bina arasında yangın merdiveni bulunduğunu anlatan aşçı Mehmet Ali Korkmaz’a mutfağın yerini göstermesi için fotoğraflar gösterildi ancak fotoğraflarda mutfağın görünmediğini söyledi.

Korkmaz, bilinen restoran yeri dışında başka bir yere yemek servisi yapmadıklarını kaydetti.

Tanık Korkmaz, sanık müdafi avukatlarının sorularını da yanıtladı.

Tanığa fotoğraflarla sorulan soruda, mutfağa nereden geçildiği gösterilmesi istendi.

Korkmaz, otelden mutfak kısmına geçen kapının, bina yapılırken mi yoksa sonradan mı açıldığını bilmediğini ifade etti.

Korkmaz, otelin teras katında hiç bir şey olmadığını da belirtti.

Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden İsias Otel davasının 10’uncu tanığı, otelin inşasında çalışmış kalıp işçisi Abuzer Demir, binanın inşasındaki betonun, Göksu çayından temin edilen kumun çimentoyla karıştırılmasından elde edildiğini söyledi.

Demir, inşaatın ev amaçlı başladığını, daha sonra otele çevrildiğini de ifade etti.

Demir, mahkemede verdiği ifadede, sanıklarla bir akrabalığı olmadığını, 1992 yılında otelin inşaatında çalıştığını belirterek binanın projesine uygun yapıldığını kaydetti.

Otel inşaatında kalıp işlerinde görev aldığını belirten Abuzer Demir, 2001 yılında bodrumda bir su deposu ve çiçeklilerin yapıldığını söyledi.

Tadilattan sonra otele girmediğini, Adıyaman’ın önde gelenlerinden olduğu için Ahmet Bozkurt’u tanıdığını kaydeden Demir, oğullarından Mehmet Fatih Bozkurt’u da tanıdığını ama Efe Bozkurt’u ismen bildiğini ifade etti.

Teras kısmıyla ilgili bilgisinin olmadığını kaydeden Demir’e müştekilerden Osman Akın, kalıp hesaplanmasının nasıl yapıldığını sordu. Tanık Abuzer Demir, kalıbın içine konulacak demir için ekstra para aldığını hatırlamadığını söyledi.

Demir, Ahmet Bozkurt’un binayı kendisinin yaptığını, demircinin kim olduğunu da anımsamadığını belirtti.

Çalışma yöntemleriyle ilgili bilgi veren Demir özetle, “Betoncu işçiler vardı, biz buluyorduk. Ahmet Bozkurt parayı bize ödüyordu, biz de onlara ödüyorduk. Betonlar, Göksu çayından temin edilen kumun çimentoyla karıştırılmasıyla elde ediliyordu. İşçiler gelip hazırlardı betonu. Biz sadece kalıp çakıyorduk, onlar betonu döküyordu. Denetleyen ve organizasyonu sağlayan kişi Ahmet Bozkurt’tu.”

Tanık Demir, binanın inşaatında çalışan kalıpçıların isimlerini saydı. Demir, kolonlara atılan demir kalın olduğunu, 8 mm’lik demirler kullanıldığını ve o günün şartlarına göre en iyisi olduğunu savundu.

-“Proje görmeden depo yaptık”

Abuzer Demir, 2001’de bodrumda radye temelin üzerine bir beton depo yapıldığını, kendilerinin sadece kalıbını hazırladıklarını belirterek “Ana merdivenin üzerine yapılmıştı. Proje görmemiştik yapılırken… Kalıp önce çakılır, demirci gelip demirini döker, sonra betoncu gelip döker, kuruyunca da bir üste geçilir. Ahmet Bozkurt’un söylediği vibratörle sıkıştırılması işlemini bilmiyorum” diye konuştu.

İnşaata ara verildiğinde kolonlarda duvar ve sıva olmadığını kaydeden Demir, binanın ev yapmak için başladığını sonra otel yapıldığını söyledi.

Alas’tan Meclis Başkanlığı seçimi konusunu değerlendirdi Alas’tan Meclis Başkanlığı seçimi konusunu değerlendirdi

Tanık Demir, bir dönem ara verilmiş bir inşaatın üzerine otel inşa etmenin doğru olup olmadığını bilemediğini söyledi ve “Benim bu konuda bir bilgi beyan etmem doğru değildir.” ifadelerini kullandı.

Sanık müdafi avukatlarının sorularını da yanıtlayan tanık Abuzer Demir, inşaat aşamasında bitişik nizamda perdeler vardı diye hatırladığını ancak güneyde perde duvar olup olmadığını hatırlamadığını söyledi.

Kalıp işçisi Abuzer Demir, sanık Hasan Aslan’ı tanıdığını ancak inşaatla ilgisini bilmediğini, Ahmet Bozkurt’un yanında bir arkadaşı gibi gördüğünü kaydetti.

Demir, kalıpları söktükten sonra inşaata gidip gitmediği sorusu üzerine “2002 yılında gitmiştik duvarlar örülmüştü, ne zaman örülmüştü bilmiyorum. Kara sıvanın yapılabilmesi için duvarların örülmesi gerekir” dedi.

 Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden İsias Otel davasının 11’inci tanığı otelin temizlik sorumlusu Mahmut Çetin, “kaçak kat” olarak tabir edilen yer için kullanılan malzemeyi görmediğini, kendisi 2017’de otelde işe başladığında oranın bittiğini söyledi.

Tanık Mahmut Çetin, sanıklarla bir akrabalığı olmadığını ifade etti.

6 Şubat’ta deprem olup bina yıkıldığında kendisinin meydanda olduğunu belirten Çetin, Ahmet Bozkurt’u “otelin patronu” diye tanımladı.

Efe Bozkurt’un da otele geldiğini, Mehmet Fatih Bozkurt’un ise Reno servisinde çalıştığını kaydeden Çetin, “Ahmet Bozkurt otele geldiğinde önce lobide dolaşırdı. Ofisine haftada bir çıkardı. Kimse ofisine çıkmazdı. Efe Bozkurt otele geldikten sonra talimatları o verirdi. İşçi alımında önce müdürle konuşurlardı, o olur derse Efe Bozkurt’un işe alma yetkisi vardı ama Ahmet Bozkurt istemezse olmazdı.” bilgilerini paylaştı.

Otelde tadilata gidildiğinde orada bulunduğunu, odaların ve içindeki eşyaların değiştiğini anlatan Mahmut Çetin, Ahmet Bozkurt’un ofisine hiç girmediğini söyledi.

Tanık Mahmut Çetin, müşteki avukatlarının sorularını da yanıtladı.

Kaçak kat olarak tabir edilen yer için kullanılan malzemeyi görmediğini,  2017’de otelde işe başladığında oranın bittiğini ifade eden Çetin, “2017’de işe başladım, 2019’da işten ayrıldım. 8. kat temizliğini hiç yapmadım. Efe Bozkut depremden önce yazda çalışmaya başladı. Koronavirüste işten ayrılıp tekrar girdim. Ben lavabo ve merdivenleri temizlerdim. Ofisin yanındaki yerin boş olduğunu düşünüyorum.” diye konuştu.

Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde İsias Otel’le ilgili duruşmada tanıkların dinlenmesine devam ediliyor.

12’nci tanık olarak dinlenen otelin eski müdürü Mahmut Topbal, aile oteli gibi diye nitelediği otelin işletmecisi Ahmet Bozkurt’un personelle oturup sohbet eden biri olduğunu ve otelin 8’inci katındaki odayı da ofisi olarak kullandığını söyledi.

Topbal, sanıklarla akrabalık bağlarının olmadığını söyledi. Otelde müdür olarak çalıştığını ancak 2019’da işten ayrıldığını belirten Topbal, olay günü Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesinde bulunduğunu bildirdi.

“Depremin şokundaydık. Ondan dolayı kendi evimizin bile yıkılıp yıkılmadığını bilecek durumda değildim. 2019’da işletmeden ayrılmıştım, ancak birkaç gün sonra öğrenebildim İsias’ın yıkıldığını…” diyen Mahmut Topbal, otelin asıl işletmecisinin Ahmet Bozkurt olduğunu kaydetti.

Topbal, Bozkurt’un çocuklarının gelmeleri durumunda saygı gösterdiklerini, o durumda kimsemin yetkisi olmadığını ancak çocuklar otele çok sık geldiklerini anlattı.

Ahmet Bozkurt’un genelde lobide, muhasebede oturduğunu kaydeden Topbal, özetle şunları aktardı:

“Biz aile oteli gibiydik, gelir bizimle otururdu sohbet ederdi. 8’inci kattaki oda kendi ofisiydi. Orada bir ofisi vardı. Tarihi tam hatırlamamakla birlikte otelde bir yenilenme işlemi yaptırdık. Bir mefruşat çalışması yapıldı. 8. katta ofisi ve oturma salonu vardı. Çok sık kullanmazdı, 2-3 günde bir haftada bir... Oraya kimse girip çıkmazdı. Özel bir toplantı durumunda çok nadir girilirdi. Ofis sandviç panel, yanlar da cam yapılmıştı. Sadece kendi odasına değil tamamına yapılmıştı. Çelik konstrüksiyondan yanları cam ve iç duvarlara yutondan  yapılmıştı.”

İsias Otel’in eski müdürü Mahmut Topbal, otelde önemli bir harcama yapıldığına resmi olarak Ahmet Bozkurt’un imza attığını kaydederek ofisin üstündeki tavanın ters olduğunu, sandviç panelden yapıldığını, ofisin yanının restoran olduğunu söyledi.

Fotoğraflara bakarak otelde nerede hangi işlem yapıldığını anlatan Topbal,  otelin belediyeyle ilgili işlemleri hakkında bilgi sahibi olduğunu, sanık mimar Erdem Yıldız’ın adını ne zaman duyduğunu ise hatırlamadığını kaydetti.

Sanık Hasan Aslan beyi de Ahmet Bozkurt’u arkadaşı olarak tanıdığını ifade eden Topbal, kendisinin geçmişte ön büroda da çalıştığını ve sonra müdürlüğe kadar yükseldiğini belirtti.

Topbal, Ahmet Bozkurt’un otele hemen hemen her gün geldiğini söyledi.

İmar affına başvuran Fatih Bozkurt ve Efe Bozkut’un kaçak kattan haberleri olup olmadığı sorulan Topbal, haberleri olmadığını iddia etti.

Topbal, restoranın bulunduğu yerin oda olarak hiç kullanılmadığını kaydetti.

Cumhuriyet Savcısı tanık Topbal’dan kamera sistemine baktığında sanık Erdem Yıldız’ın hangisi olduğunu söylemesini istedi.

Daha sonra Sanık Ahmet Bozkurt, tanık Topbal’a, restoranların hangi katlarda olduğunu ve imar affı başvurusunun nereyle ilgili olduğunu sordu. Topbal, çekme kat ve üst katta restoran bulunduğunu, imar affının ise üst kat için uygulandığını savundu.

-13. tanık Baran İnveyol

13. tanık Baran İnveyol, sanıklarla akrabalıklarının olmadığını söyledi.

Renault bayisinde çalıştığını ve depremden önce yıkılan otele gitmediğini belirten İnveyol, “Sadece birkaç kez valeye araba bırakmışlığım var” dedi.

Mehmet Fatih Bozkut’un Reno bayinde olduğunu, otele gidip gitmediğini bilmediğini söyleyen Baran İnveyol’un ifadesi okundu. İnveyol, patronunun Mehmet Fatih Bozkurt olduğunu yineledi.

Müşteki avukatlarının sorularını yanıtlayan İnveyol cevaplarında, valeye araba bıraktığında otelin içerisinin görünmediğini, aile şirketi olduğu için imza yetkilileri olduğunu söyledi.

-14 Tanık Yusuf Bozgun

İsias Otel davasının 14’üncü tanığı Yusuf Bozgun da sanıklarla akrabalıklarının olmadığını söyledi.

Fırıncı olduğunu ve depreme yolda yakaladığını ifade eden Bozgun, araçtan inip kaçtığını ve inip kaçtıktan sonra binanın yıkıldığını anlattı.

“Sadece otelin Bozkutların olduğunu biliyorum” diyen tanık Yusuf Bozgun, müşteki avukatlarının sorularını yanıtlarken aracının hala kayıp olduğunu söyledi.

Araçta yalnız olduğunu, başka kimse bulunmadığını kaydeden Bozgun, “Bildiğim kadarıyla bizim eleman yolda gelirken depreme yakalanıp hayatını kaybetti. Depremi hissedip aracı terk etmem arasında ne kadar zaman geçtiğini bilmiyorum” dedi.

-15’inci tanık

15’inci tanık İbrahim Saygıner de sanıklarla akrabalık ilişkileri olmadığını söyledi. Depremin ikinci günü Mehmet Fatih Bozkut’un Reno bayiinde olduğunu ve oraya deprem paketleri geldiğini ve Ahmet Bozkurt’u gördüğünü kaydeden Saygıner, otelde kaçak olarak yapıldığı iddia edilen kaçak katla ilgili bilgisi bulunmadığını söyledi.

“Otele sadece bayi toplantıları için gitmiştim. Bir aile şirketiydi ve işlerin başında Ahmet Bozkurt’tu.” diyen Saygıner, otelde kimleri tanıdığı konusunda ifade verdiğini İsias Otel’in yıkılması konusunda ise bilgisi bulunmadığını ifade etti.

-16. tanık

İsias Otel’in mutfak çalışanlarından biri, duruşmada 16’ncı tanık olarak dinlendi ve o da sanıklardan biriyle akrabalığı olmadığını bildirdi.

Mutfak çalışanı olarak haziran veya temmuz gibi işe başladığını kaydeden tanık, maaşını kimin ödediğini bilmediğini söyledi.

“Efe ve Mehmet Fatih Bozkurt’un Ahmet Bozkurt’un çocukları olduğunu biliyordum” diyen tanık, Efe Bozkurt’un personelle ilgili olduğunu kaydetti.

 Müştekilerden Serhan Ahmet Bundak’ın sorularını yanıtlayan tanık, “Otele ekmek kaçta gelirdi bilmiyorum ben geldiğimde ekmek resepsiyonda olurdu” dedi.

Müşteki avukatlarının sorularını yanıtlayan tanık, fotoğraflarla mutfağın ve geçiş yerinin yerini gösterdi.

İsias Otel’le ilgili duruşmada, KKTC’den Adıyaman’a giden arama kurtarma ekibinin başında görev yapan Devlet Planlama Örgütü Müsteşarı Durali Güçlüsoy’un da olarak dinlenmesiyle tanıklar tamamlandı.

16 tanığın ardından, müşteki avukatı, Durali Güçlüsoy’un tanık olarak dinlenmesini talep etti.

Tanık Güçlüsoy, KKTC Başbakanlık Devlet Planlama Örgütü müsteşarı olduğunu ve deprem nedeniyle Adıyaman’a gönderilen arama kurtarma ekibinin başında görevlendirildiğini söyledi.

6 Şubat akşamüzeri Adıyaman’a geldiklerini, hemen enkazda gözlem ve değerlendirme incelemesi yaptıklarını ve genel çalışmalara başladıklarını anlatan Güçlüsoy, özetle şunları aktardı:

“Sivil Savunma uzmanı ve bilirkişilerin gözlemiyle müdahale sisteminin hızlı karar üreterek mevcut ekipman ve personelle kurtarma çalışmalarına başladık. Zor şartlarda çalışmaya başladık. Gece gündüz iki vardiya şeklinde çalıştık. 3’üncü günün sabahına kadar çalıştık. Araç ve iş makinesi geçişinde zorlanıyorduk, enkaz yola kadar olduğu için ön ve yan cepheden başladık müdahalelere. Enkazdan yaralı çıkanlardan bilgi almaya çalışıyorduk o zamana kadar. 3’üncü gün sabah binayla ilgili yorum yapan bir kişiyle görüştük. Binada görevli biriydi, eline kağıt kalem vererek detaylı bir kroki istedik. Enkaza müdahalenin ilk anından itibaren yetkili birini istedik ama bulamadık. En donanımlı ekip bizdeydi. 3’üncü gün sabah birini bulduk ve arama kurtarmalarımıza devam ettik. 6’ncı gün sonuna kadar çalışmalarımızı yaptık. Ne insani ne vicdani ne de ahlaki olarak destek ve yardım gördük. İnşallah bir daha böyle felaketlerle karşılaşmayız.”

Durali Güçlüsoy, müşteki avukatlarının sorularını da yanıtladı.

“Binanın yıkılış şeklinden yaşam üçgeni oluşmadığı ilk gözlemlerimizdi” diyen Güçlüsoy, yıkıntıların yolu kapladığını belirtti. Güçlüsoy, binaya hem yanından hem önünden müdahale ettiklerini, ancak yandaki binaların yaşam üçgeni varken İsias Otel’deki yıkılmanın yaşam alanı oluşturmayacak şekilde gerçekleştiğini vurguladı.

“Betonun yandaki binadan gelip düşmesi mümkün değildir” diyen Güçlüsoy, ifadesini şöyle sürdürdü:

“Çekiçleme etkisi mümkün değildir. Binada hassas dinleme yaptık. İkinci gün Sivil Savunma cihazları geldiğinde elektronik cihazlarla tını dinlemesi yaptık. Bir tane bulduk, rehberdi onu da çıkardık. Özellikle Sivil Savunma ekiplerin profesyonel ekipte. İş makinası olarak ihtiyaçları olan tüm makineleri çektik ama bina bunları kaldırabilecek güce sahip değildir. Madenciler bir umutla geldiler ama. Enkazın yapısından başarılı olamadılar. İsias Otel’de yaşam üçgeni yoktu, onun için madenciler bizim enkazda çalışamadı.”

Durali Güçlüsoy, enkazdan çıkarılan cenazelerin yüzde 99’unun şiltelerde bulunduğunu, bir çifti şiltede kucak kucağa çıkardıklarını belirterek, “Geriye kalanlar da yataklarının yanında veya ucunda çıktı. Enkaz alanında ses çığlık duymadık.” diye konuştu.

Adıyaman’dan 12 Şubat’ta ayrıklarını, enkaz alanını ziyaret ettiğini, depremden bu yana Adıyaman’a 3 kez geldiğini anlatan Güçlüsoy’a, bir numaralı sanık Ahmet Bozkurt “Otel müdürüm sabah 06.00’da enkazdaydı, bizzat görüştüm, sonra da oğlum gitti. Otel müdürü ve oğlumu gördün mü?” sorusunu yöneltti.

Durali Güçlüsoy, “Biz 6 Şubat akşamüstü otel enkazına vardığımızda kimse yoktu” dedi.

Yolun nasıl kaplı olduğunun soran Bozkurt’u yanıtlayan Güçlüsoy, otele yakın olan şeridin kapalı olduğunu söyledi.

Güçlüsoy, sanıklardan Mehmet Fatih Bozkurt’un otel öne doğru yıkıldığında malzemenin ne göründüğünü sorması üzerine “Moloz şeklindeydi. Kum toz parçalanmış beton…” yanıtını verdi.

Sanık avukatlarının sorularını da yanıtlayan Güçlüsoy, mesleğinin ekonomist olduğunu, Başbakanlık bünyesinde oluşturulan Doğal Afet Arama Kurtarma Birim sorumlusu da olduğunu ifade etti.

Bir diğer soruyu yanıtlayan Güçlüsoy, 12 Şubat cumartesi günü öğleden sonra ekibin bir kısmını alıp Kıbrıs’a döndüğünü, diğer kısmın ise başka enkazlardaki arama kurtarma çalışmalarına yardım etmek için Adıyaman’da kaldığını söyledi.

Tanıkların dinlenmesinin tamamlanmasının ardından tarafların avukatları değerlendirmeler yapıyor. Ardından mahkeme ara kararını açıklayacak.

Editör: Kıbrıs Genç Tv