Toplumcu Kurtuluş Partisi Yeni Güçler (TKP-YG) Genel Başkan Prof.Dr. Mehmet Çakıcı, hükümetin Koronavirüs konusunda aldığı önlemleri değerlendirerek daha etkin ve bilimsel yaklaşım gerektiren tedbirlere ihtiyaç olduğunu belirtti.

Dünya Sağlık Örgütü, İtalya, Çin ve ABD yetkililerinin açıklamalarını yakından izlediğini kaydeden Çakıcı, Kıbrıs'ta ise ilk etepta sanki virüs bize gelmeyecek gibi davranıldığını ifade etti. Koronavirüs’ün dünyada yayılış biçimine dönüp bakılması gerektiğini belirten Çakıcı, biz de kendi örneğimizi, bunlara bakarak oluşturmalıyız şeklinde konuştu. Bulunduğumuz dönemin anormal bir dönem olduğunu kaydeden Çakıcı, "Dünya olarak bir salgınla karşı karşıyayız, 3-5 günde bitecek bir olay değildir. Sakin bir şekilde bilimsel kararlar almamız gerekiyor" dedi. 

Hükümetin aldığı tedbirlerde muğlaklıklar olduğunu ifade eden Çakıcı önlemlerin daha da net olarak açıklanması gerektiğini söyledi. Bakanlar Kurulu’nun kamuda Polis, İtfaiye, Sağlık, Sivil havacılık, Maliye ve benzeri hizmetler haricinde görev yapan tüm kamu çalışanlarının 27 Mart 2020 tarihine kadar idari izinli olduğunu belirttiğini ancak benzeri hizmetlerin ne olduğunun açıklanmadığını kaydetti. Çakıcı şöyle devam etti: “Özel sektörde de eczane, benzin istasyonu, fırın ve market gibi temel ihtiyaçların karşılanması çerçevesinde hizmet üreten işletmeler haricinde diğer yerlerin de aynı tarihe kadar kapalı olacağı bildirilmiştir. Burada da özel sektör de de hangi hizmetlerin olabileceği tam olarak net değildir. Şu anda özel hastane ve yataklı kliniklerin devletle nasıl bir ilişkide olabileceği ve nasıl hizmet vereceği belirsiz olarak görünmektedir” ifadesini kullandı.

TKP-YG Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Çakıcı, gelinen aşamada alınan tedbirlere ek olarak, bugün bazı tedbirlerin daha alınmasını zaruri olarak gördüğünü ifade ederek, bir dizi önlem önerisinde bulundu.

1-Tüm alınması gereken önlemlerin alınması konusunda hiçbir tereddüt yaşanmamalı ve tedbirler derhal hayata geçirilmelidir.

2-Alınacak tedbirler ilgili kurum ve kuruluşlarla birlikte uzmanlarla istişare edilerek alınmalıdır.

3-Ada ülkesi olduğumuzu ve ithalata dayalı bir yaşam sürdürdüğümüz unutulmad alınacak tedbirler de halkın yaşamını sürdürecek konumda olmalıdır. Yani daha net bir deyişle alınacak tedbirler Koronavirüsünden daha yaralayıcı ve hatta ölümcül olmamalıdır.

4-Halkın bilgilendirilmesi tek kaynaktan ve sık sık yapılmalı, bilgi kirliliğinin ortadan kaldırılması ve net beyanların verilmesi gerektiği elzemdir.

5-Hükümet açıklamaları, muallak kelimeler “gibi”, “vs”, ve “benzeri” kelimeler şeklinde olmamalıdır.

6-Her sektör için alınan kararlar net ve spesifik olmalıdır. Örneğin, özel hastaneler ve klinikler ne olacak, devletle iş birliği nasıl devam edecek, koordinasyon nasıl sağlanacak, acil durumda birlikte nasıl hareket edilecek, özel doktorların durumu ne olacak, devlet bunlardan nasıl yararlanacak şeklinde muğlak olan konuların netleşmesi gerekmektedir.

7-Kriz yönetimi önemli bir yönetim biçimidir. Kriz yönetimiyle ilgili kararlar alınırken telaş içinde ve zarar verecek şekilde olunmamalıdır.

8-Özel sektöre idari izin verildiği Bakanlar Kurulu tarafından açıklandı. Ancak bu idari izindeki özel sektör çalışanlarının ödemeleri belirsizliğini korumaktadır. Burada Sosyal Sigortalar ve İhtiyat Sandığı Dairesi’ne görev düşmektedir. Bu konuda bir açıklama görülmemektedir.

9-Özellikle halkımızın evde olduğu bir süreçte özel GSM ve internet şirketleriyle görüşülerek kriz süresince kesintisiz hizmet vermeleri sağlanmalıdır.

10-Özel ve Kamu bankalarının tümünde KKTC’de yaşayan bireylerin ceza, faiz ve doğabilecek yasal yükümlülüklerinin tümü için kriz sonrasına ötelenebilecek düzenlemeler yapılmalıdrır.

11-Güney Kıbrıs’la da irtibatta olunmalı, ortak hareket edilmeli ve tüm dünyayı olduğu gibi Kıbrıs’ın da bütününü tehdit eden virüse yönelik ortaya çıkabilecek risklere karşı birlikte ve koordineli hareket edilmelidir.

12-Koronavirüs hastalığı salgını sırasında vatandaşlarımızın fiziksel sağlığı yanında ruh sağlığı ve baş etme konusunda tedbirler alınmalıdır. Tüm toplumun ruhsal olarak etkilenmesi yanında hali hazırda psikolojik sıkıntıları olan bireylerin sıkıntılarının da artacağı göz ardı edilmemelidir. Karantina da olan bireylerin hem kendileri hem de yakınlarının yaşayacağı travmalar olacaktır. Virüs ile mücadele eden müdahale ekiplerinin de psikolojik olarak etkilenecekleri muhtemeldir. Türkiye Psikiyatri Derneği’nin açıklamalarında da alkol ve uyuşturucu kullanımında artış olması beklenmektedir. Hükümetin halkın ruh sağlığı konusunda da tedbir alması gerekmektedir.

13-Acil tedbirleri tanımlamaya yönelik OHAL veya benzeri isimlere takılmaksızın siyasi tartışmaları bir kenara bırakarak hareket edilmesinin de zarureti bulunduğu asla unutulmamalıdır.

Editör: TE Bilisim