Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Japon Nikkei Asia gazetesine verdiği röportajda, gündeme ve dış politika meselelerine dair önemli açıklamalarda bulundu.

Kıbrıs meselesinde AB ile son dönemde yaşanan gerginlikler üzerine sorulan soruları yanıtlayan Çavuşoğlu, Kıbrıs’ta artık bir federasyon temelinde çözüm imkanının kalmadığını ve Türkiye’nin ada üzerinde eşit egemenlik ilkesine dayanan iki devletli bir çözümden yana olduğunu belirtti.

Türkiye Kıbrıs’ta iki devletli bir çözümü savunurken, Kıbrıslı Rumlar ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen bunun başarısız, umutsuz bir girişim olduğunu söylüyor. Müzakerelerin tekrar başarısız olması durumunda, Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni (KKTC) nihai olarak ilhak etmesi veya kendi topraklarına katması riski var mı?

Başından beri Kıbrıs sorununun adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözümünü savunuyoruz. Türkiye, Kıbrıslı Türkler ile birlikte bu amaçla yürütülen uluslararası çabalara katkıda bulunmuştur. Yapıcıyız ama aynı zamanda sonuçları da görmek istiyoruz. Ancak Kıbrıslı Rumlar iktidar ve serveti Kıbrıslı Türkler ile paylaşmak istemediği için onlarca yıllık müzakereler hiçbir yere gitmedi. Aynı yolu binlerce kez denesen de sonucu değiştiremezsin.

Kıbrıslı Türkler adanın müşterek sahipleridir. Kıbrıs onların da vatanıdır. İlerlemek için bu basit gerçeğin kabul edilmesi gerekir. Ancak Kıbrıslı Rumlar, Kıbrıslı Türkler’i müşterek sahip olarak görmemektedir. 50 yılı aşkın bir süredir bu zihniyet yüzünden adada ortaklık kurmak mümkün olmadı. Aslında bu zihniyet 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 1963’te çöküşüne neden oldu. Kıbrıs Rum tarafı 2004’te Annan Planı’nı reddetti. Aynı uzlaşmazlığı 2017’de Crans-Montana’da da sergilediler. Bu nedenle, iki toplumlu ve iki bölgeli bir federal model Kıbrıs’ta ne uygulanabilir ne de sürdürülebilir.

Egemen eşitliğe dayalı iki devletli çözüm, ilerleme kaydetmenin tek makul yoludur. Kıbrıslı Türkler, adanın gerçeklerine dayanan ve her iki taraf için de kazan-kazan olabilecek bir çözüm önerdi. Kıbrıs’ta iki ayrı halk ve devlet vardır. Bu bir gerçek. Kıbrıslı Türkler, iki devlet arasında işbirliğine dayalı bir ilişki modelini müzakere etmeye hazır.

Bununla birlikte, herhangi bir müzakere sürecinin başarısı için Kıbrıslı Türkler’in doğal egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün önceden güvence altına alınması gerekir. Bu, başka bir başarısızlık durumunda Kıbrıs Türk halkının statüsünün belirsiz kalmaması için gereklidir.

Önerilen iki devletli çözüm, hem Kıbrıs’ta hem de bölgede sürdürülebilir barış, istikrar ve işbirliğini mümkün kılacaktır. Bu vizyonu “başarısız” olarak etiketlemek, olası başarısızlıkların tarifidir. Kıbrıslı Türkler’in vizyonunu tam olarak destekliyoruz ve herhangi bir gizli gündemimiz yok. Biz, geçmişte olduğu gibi, haklı davasında her zaman Kıbrıs Türk halkının ve KKTC’nin yanında olmaya devam edeceğiz.

Editör: TE Bilisim