Kıbrıs Türk tarafının, müzakere masasına dönmek için KKTC’nin uluslararası toplum ile ilişkilerinin, Tayvan veya Kosova tipi bir model çerçevesinde normalleştirilmesini talep ettiği, yabancı arabulucuların bu talebi dikkate aldığı ifade edildi.
Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlamasını, KKTC’nin gerek AB gerek üçüncü ülkelerle Tayvan tipi doğrudan ticari ilişkiler kuracak şekilde meşrulaşmasına bağlayan bu durumun Rum tarafını baskıcı ikilemlerle karşı karşıya getirmekte olduğu bildirildi.
Haftalık Kathimerini “Çözümden Önce Tayvan-Kosova Modeli” başlıklı haberinde son haftalarda yabancı arabuluculardan, iki devlet anlamına gelmediği iddiasıyla egemen eşitlik talebini beraat ettiren yaratıcı fikir ve tezler gelmekte olduğuna ve Rum yönetimine “iki devlete değil egemen eşitliğe rıza göster” telkininde bulunulduğuna dikkat çekti.
Gazete Türk tarafının müzakerelere başlamak için koştuğu şartın kabulü halinde KKTC’nin ayrı bir varlık olarak fiilen tanınmasını, bunun da gelecekteki muhtemel çözüm modelinin egemen eşitlik veya eşit statü ile “aşılanmasına” sebep olacağını yazdı.
Habere göre "Ankara ve Cumhurbaşkanı Ersin Tatar Kıbrıs sorunu çözülsün ya da çözülmesin, Kıbrıslı Türklerin ertesi günkü statüsünün güvence altına alınmasını sağlamak için KKTC’nin uluslararası toplumla ilişkilerinin normalleştirilmesi çerçevesinde Rum yönetiminin, KKTC’nin uluslararası örgütlere katılmasına rıza vermesini istiyor. Birçok uluslararası örgüte katılan 22 ülkede büyükelçilik bulunduran ve AB’nin 22 üyesi tarafından tanınan Kosova örneğinde olduğu gibi."
Edindiği bilgilere dayanarak bu şarttan haberdar olan Rum yönetiminin KKTC’ye Tayvan ya da Kosova statüsü verilmesine dair her türlü düşünceyi reddettiğini yazan gazeteye göre Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis, bu şartın yerine getirilmesinin söz konusu olmadığını söyledi. Ancak, Maria Angela Holguin’in de aralarında bulunduğu yabancı arabulucular Rum tarafına, Kıbrıs Türk toplumuna yönelik yeni açılımlarda bulunma telkininde bulunuyor, aksi halde Kıbrıslı Türklerin kesin çözüm için diyalog masasına dönmek için hiçbir teşviki olmayacağını söyledi.
Aynı telkini, İngiliz Yüksek Komiseri Irfan Siddiq’ın da verdiğini hatırlatan gazete Siddiq’ın Kathimerini’ye söyleşisinde Rum tarafının Kıbrıs sorununun çözümü için yeni bir süreç başlamasını istiyorsa Kıbrıs Türk tarafının masaya dönmesini sağlamak için daha fazlasını yapması gerektiğini söylediğini anımsattı.
-“Yanlış anlaşılabilir”
Habere göre Holguin de bu tutuma katılıyor ve Rum tarafının, Kıbrıs Türk tarafının endişelerine yakınlaşmak için daha fazlasını yapması gerektiğini düşünüyor. Holguin’in bu bakış açısıyla Rum tarafına, iyi niyet jestlerinde bulunmasını telkin ettiği ancak Hristodulidis’in, “yanlış anlaşılabileceği ve daha Kıbrıs sorununun çözümü bile gündeme gelmeden KKTC’nin sağlamlaşma görüntüsü oluşabileceği” gerekçesiyle reddettiği kaydedildi.
-“İki taraf arasındaki mesafe bugün olduğu kadar büyük olmaya devam ederse…”
Gazeteye göre yabancı diplomatik çevrelerin Rum tarafına yönelik, Kıbrıslı Türklere iyi niyet jestleri yapma telkininde bulunma eğilimleri gittikçe güçleniyor. Aynı çevreler Rum Yönetimi Başkanı Hristodulidis’in ilan ettiği Güven Yaratıcı Önlemlerin Kıbrıslı Türkler tarafından yetersiz bulunduğu ve her halükarda Kıbrıslı Türkleri yeni bir müzakere için masaya döndürmeye muktedir görünmediği tezini ortaya koyuyor. Yabancı diplomatik çevreler iki taraf arasındaki mesafe bugün olduğu kadar büyük olmaya devam ederse BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Kıbrıs sorununda yeni inisiyatif almasının söz konusu olmadığına işaret ediyor. Diğer bir deyişle, aralarında İngilizlerin de bulunduğu yabancı arabulucular Rum yönetiminden iyi niyet jestlerinde bulunmasını bekliyor.
Gazete İngiltere Dışişleri Bakanlığının iki yıl önce Rum yönetimine, Ercan Havalimanı’nı meşrulaştırma ve Kıbrıslı Türkleri Kıbrıs’ın kurucu ortağı ve ortak sahibi olarak niteleyen ifadeleri benimsemeye çağırmasının tesadüf olmadığını yazdı
-“AB ile KKTC arasında doğrudan ticari ilişki kurulması önerisi 20 yıldır halen Komisyonun önünde”
Gazete Avrupa Komisyonunun da AB’nin üçüncü ülkelerle ticari ilişkileriyle ilgili sözleşmenin 133’üncü maddesi tahtında AB ile KKTC arasında doğrudan ticari ilişkiler kurulması önerisi sunduğunu, 2004’te sunulan önerinin bugüne kadar Komisyonun önünde bulunduğunu yazdı, benimsenmeyen başka öneriler 2-3 yıl sonra geri çekilmesine rağmen bu önerinin Komisyon’dan çekilmediğine dikkat çekti.
Fileleftheros da Türk tarafının taleplerini daha geniş ölçekte aktardığı haberi “Tayvan-Kosova Modeli İstiyorlar… Lefkoşa: Bu Taleplerin Görüşülmesi Söz Konusu Değil… Holguin’in Fonda Sahte Devlet Bayrağı ile Temasları… Ankara’yı Teşvik Konulu İngiliz Hikayesi Muhafaza Ediliyor” başlık ve spotlarıyla manşete çekti.